19’LA SAVAŞI ANLATIYOR – “Gençlerde de ağır seyreden vakalar görüyoruz, rehavete kapılmasınlar”
Bitlis’te pandemi hastanesinde misyon yapan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Emine Kübra Dindar Demiray ile İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Edip Yıldız, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde yaşadıklarını anlattı.
Pandemi hastanesine dönüştürülen Bitlis Tatvan Devlet Hastanesinde vazifeli tabiplerden Demiray ve Yıldız, salgınla uğraşta hastaları iyileştirebilmek için canla başla çalışıyor.
Her türlü fedakarlığı göstererek aylarca ailesinden başka kalan Demiray ve Yıldız, kimi vakit hastalarını iyileştirmenin sevincini yaşarken, kimi vakit da virüse yenik düşmesinin hüznünü yüreğinde hissediyor.
Demiray, Kovid-19’a yakalanan çok sayıda hastanın yanı sıra radyoloji uzmanı babasını da tedavi ederek sıhhatine kavuşmasını sağladı. Yıldız ise bir hastayı tedavi ederken salgına yakalanarak 20 gün karantinada kaldı.
“Öğretmenler öğrencileri korumalı”
Sıhhat çalışanları olarak gece gündüz yılmadan çalışmaya devam ettiklerini belirten Demiray, şöyle konuştu:
“Tüm dünyanın ufkunu karalayan ve hayatımızın her alanını etkileyen salgının hayatımıza nasıl yansıyacağını yaşayarak göreceğiz. Bu salgın, tedirginlik ve kaygıyı beraberinde getiriyor. Halkımızın hassas olmasını, toplumsal arayı müdafaaya ve maske takmaya devam etmelerini istiyoruz. Okullarda öğretmenlerin öğrencilere sahip çıkmasını istiyoruz. Çocuklar uzaklık kuralını iyi bilmeyebilir. Öğretmenlerimiz bunun üzerinde dursun.”
“Gençlerimiz rehavete kapılmasın”
Ağır bakımda takip ettikleri hastalar ortasında gençlerin de olduğunun altını çizen Demiray, şu ikazlarda bulundu:
“Özellikle yaşlı ve kronik hastalığı olan vatandaşlarımızın yanında gençlerimiz de dikkat etmeli. Gençlerde ağır seyreden hadiseler görüyoruz. Gençlerimiz rehavete kapılmasın ve kesinlikle kullara uysun. Virüsün etkilediği hastalarımızdan takip ettiğim gençler oldu. Tüm standart tedavileri uygulamamıza karşın iyileşemeyen, kaybettiğimiz hastalarımız oldu. Bunlara çok üzüldük. Hastanede takip ettiğim bir gençte şuur kaybı gözlemledik. Beynine pıhtı attı. Bunun sebebinin koronavirüs olduğunu saptayarak hastamızı ağır bakımda takip ettik. Koronavirüs farklı tablolarla karşımıza çıkabiliyor.”
“Hastaneye geç gelen iki hastamızı kaybettik”
Her hastada farklı bir tablonun gelişebileceğinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Demiray, “50’li yaşlarda iki erkek kardeşi de takip ettim. Uzun müddet hastaneye başvurmamışlardı. Başvurduklarında çok geç kalmıştık. Tüm tedavileri uyguladık lakin kardeşleri kurtaramadık. Bu da bizi çok üzdü lakin çok sıkıntı toparladığımız hastalarımız da oldu. Entübe olup sonra hastaneden yürüyerek çıkan ve ‘koronavirüsü hakikaten ağır atlattı’ dediğimiz hastalarımız da var. Bu hastalarımızın iyileştiğini görünce çok keyifli oluyoruz. Hastalığın ciddiyeti bizi korkutuyor. Bu nedenle halkımızın rehavete kapılmamasını istiyorum.” diye konuştu.
“Babamı bile tedavi etmek durumunda kaldım”
Hastanede babasını, mesai arkadaşlarını, yakınlarını tedavi etmek zorunda kaldığını anlatan Demiray, şunları söyledi:
“Arkadaşlarımın yanı sıra ailemden birkaç kişi daha virüse yakalandı. 66 yaşında radyoloji uzmanı babamın testi de olumlu çıktı. Kronik hastalığı vardı. İki hafta servis ve ağır bakımda takip ettim. Ağır tedavi sonunda iyileşti, artık vazifesinin başında. Sevdiklerimizi ve sıhhat çalışanlarını uyarmak istiyorum. Virüsün nasıl seyredeceğini bilmiyoruz. Bu nedenle toplumsal izolasyona, uzaklığa uymalarını ve maske takmaya devam etmelerini istiyoruz. Herkesin virüsten korunmaya devam etmesi gerekiyor.”
Gençleri uyardı
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Edip Yıldız ise salgının sıkıntı bir süreç olduğunu, bu nedenle tabiplerin ve sıhhat işçisinin sıkıntı bir süreçten geçtiğini belirtti.
“Halkımızın bunun şuurunda olması gerekiyor. Meslektaşlarımızın birçoğu bu çabada hayatlarını kaybettiler. Geride çocuklarını, ailelerini, anne, babalarını ve sevdiklerini bıraktılar. Bu hepimiz için geçerli. Ben de bu hastalığa yakalandım. 20 gün karantinada kaldım. Bu süreçte zorluklar yaşadım, çocuklarımdan, eşimden, annemden, babamdan uzak kaldım. Sıhhatime kavuştuktan sonra kaldığım yerden vazifeme devam ettim. Yeniden en ön safta bu hastalıkla gayret devam ediyoruz.
İnsanların da belirlenen kurallara uymalarını, maskesiz dışarı çıkmamalarını istiyoruz. Gençlerin birden fazla semptom olmadan hastalığı atlatıyor. Maske takmayan gençlerin hastalığı birçok bireye bulaştırma riski bulunuyor. Hastalık bulaşanlar bizlerin annesi, babası, kardeşi ve yakınları olabilir. Onları riske atmamak ve hayatlarını kaybetmelerine sebep olmamak gerekiyor. Gençlerimiz bunun farkında ve şuurunda olmalı.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Şener Toktaş
Haberler.com
