Kıbrıs’ta konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonu’nun vazife müddetinin uzatılmasına ait Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “BM, Kıbrıs’ta gelinen noktada mevcut gerginlik ve çıkmazların modülü olmuştur” denildi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı, Birleşmiş Milletlerin (BM) Kıbrıs’taki Barış Gücü’nün (BMBG) faaliyetlerine ait raporuna sert reaksiyon gösterdi. Yapılan yazılı açıklamada, “Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün (BMBG) faaliyetlerine ait 10 Temmuz 2020 tarihinde yayınlanan dönemsel raporunu onaylayan ve BM Barış Gücü’nün misyon mühletini 6 ay müddetle uzatan 2537 (2020) sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu kararı bugün (28 Temmuz 2020) geçmiştir” denildi.
“BM, gerginliklerin ve çıkmazların modülü olmuştur”
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, “BM Güvenlik Kurulu kelam konusu kararında da daha evvelki yıllarda olduğu üzere genel prestijiyle Ada ve bölge için gerçek ve olumlu sonuçlar doğuracak, kararlı tespitler yapmaktan ve adımlar atmaktan siyasi münasebetler nedeniyle geri durmuş, böylece gelinen noktada mevcut gerginlik ve çıkmazların kesimi olmuştur” tabirleri kullanıldı.
“Doğu Akdeniz’deki gerginliğin azaltılması için iş birliği, diplomasi ve diyalog şarttır”
Adadaki ve bölgedeki giderek artan gerginliğin nedeninin Rum tarafının hidrokarbon kaynaklarına ait paylaşımı daima dışlayan maksimalist yaklaşımı olduğu söz edilerek, “Güvenlik Kurulu’nun gerginliğin azaltılması istikametinde iş birliği, diplomasi ve diyalog daveti yapmaması büyük bir eksikliktir. Güvenlik Kurulu gerginliği azaltma davetinde samimi ise Doğu Akdeniz bölgesindeki olumsuz tırmanışın ortadan kaldırılması için derhal adım atması ve adadaki iki tarafa karşılıklı bağımlılık oluşturacak ve var olan derin itimat krizini ortadan kaldıracak iş birliği, diplomasi ve diyalog daveti yapması şarttır” denildi.
Açıklamada, BM Genel Sekreteri’nin ekonomik, ticari, turizm, polis vb. hususlarda iki taraf ortasında iş birliği yapılmasına ait son devirdeki raporlarındaki vurgunun, Güvenlik Kurulu kararlarında gerektiği biçimde yer almamasının anlaşılır olmadığına dikkat çekildi. Açıklamada, “Konsey’in adadaki taraflar ortasında karşılıklı bağımlılığa dayalı bir bağ kurulmasını sağlayacak ve müzakere yoluyla bir tahlile ulaşmalarına hizmet edecek iş birliğini vurgulamaktan kaçınmasının nedenleri sorgulanır hale gelmiştir Güvenlik Kurulu bu tutumuyla, Kıbrıs Türk tarafıyla işbirliğinden ısrarla kaçınan Rum tarafının niyetini örtbas etmesine yer hazırlamaktadır” sözlerine yer verildi.
“Beton mevziler derhal kaldırılmalıdır”
Bakanlık, Güney Kıbrıs Rum Idaresinin orta bölgede hudut uzunluğuna inşa ettiği beton mevzilere değinerek, “Güney Kıbrıs Rum idaresinin orta bölgede giderek artan ve tehlikeli bir boyuta ulaşan düşmanca adımları çerçevesinde pandemiden ötürü kapanma periyodunu fırsat bilerek hudut uzunluğuna inşa ettiği 187 beton mevzi hususu kararda yer almamakta, bu gerçek Güvenlik Kurulu tarafından milletlerarası kamuoyundan gizlenmektedir. Güvenlik Kurulu bu biçimde kararlar aldığı sürece GKRY statükoyu ihlal eden, provokatif, düşmanca adımlar atmaya ve daha da fazla silahlanmaya devam edecek, hiç kuşkusuz ada ve bölgedeki gerginlik de daha tehlikeli boyutlara ulaşacaktır” denildi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
Misyonu dünyadaki barış, istikrar ve güvenliğe hizmet etmek olan Güvenlik Kurulu’nun Rum tarafının bu kışkırtıcı ve düşmanca adımlarını kararlarında kınaması misyon ve sorumluluğudur. Statükoyu ihlal eden kelam konusu mevzi ve askeri yığınağın bir an evvel kaldırılmaması halinde karşılık adımlar atacağımız Sayın Bakanımız tarafından BM’ye iletilmiş ve bu kararlılığımız halkımızla paylaşılmıştır.
Güvenlik Kurulu’nun, GKRY’nin seyahat özgürlüğünü de ihlal eden ve hedefi Kıbrıs Türk iktisat ve turizmini zayıflatmak olan Güney’den KKTC’ne gidiş ve gelişlerde uyguladığı deklare edilmiş seyahat pürüzüne Kararda yer vermemesi hayret vericidir. Güvenlik Kurulu’nun kararında iki halkın ilgilerini zehirleyen bu konuya değinmiyor olması, GKRY’ne bu engelleyici uygulamasına derhal bir son vermesi için davet yapmıyor olması izah edilemez. Hiç kuşkusuz ki GKRY’nin bu tıp adımlarına sessiz kalınması, Rum liderliğinin gibisi siyasi ajandalarını ileriye götürmesine taban sağlayacak ve iki halk ortasındaki ayrılığı daha da körükleyecektir. Gerçekten geldiğimiz etapta, Güvenlik Kurulu’nun GKRY’nin yılladır Kıbrıs Türk halkının sesini duyurma, sanat, spor, eğitim, kültür ve gibisi alanlardaki tüm faaliyetlerini engelleyen adımlarına sessiz kalması, Rum liderliğinin yalnızca Kıbrıs Türk halkının değil üçüncü ülke vatandaşlarının insan haklarını ihlal etme noktasına gelmesi konusunda cesaretlendirdiğini göstermektedir.
Adadaki BM Barış Gücü’nün hareket özgürlüğüne dair paragraf bu sefer de ne yazık ki gerçekleri yansıtmaktan uzaktır. Anlaşılmaktadır ki BM Güvenlik Kurulu ilgili ögeler konusunda yanlış yönlendirilmeye devam edilmiştir. Bu mevzuda, alandaki gerçeklerle ilgili itirazlarımız kayda geçirilmiştir.”
“Güvenlik Kurulu kendi unsurlarıyla çelişiyor”
Açıklamanın devamında, “Birleşmiş Milletler’in tüm barışı müdafaa operasyonlarında olmazsa olmaz temel prensiplerini kayda geçiren, bu operasyonların talimatnamesinde yer alan ve BM Güvenlik Kurulu tarafından da bir kararla bu kurallara uyulması emredilen tarafların farklı ayrı isteğinin alınması unsuru nedense Kıbrıs’ta BM’nin kendisi tarafından ısrarla göz arkası edilmektedir” tabirleri kullanıldı.
Kıbrıs Türk tarafının isteğinin alınması istikametindeki davetinin daima olarak cevapsız bırakılmasının kabul edilemez olduğunun altının çizildiği açıklamada, “Önümüzdeki periyotta KKTC’nin iyi niyeti ve müsamahasıyla ülkemizde faaliyetlerde bulunabilen BM’nin bu tavrında ısrarcı olmaya devam etmesi durumda kelam konusu yaklaşımımızı gözden geçirmemiz kaçınılmaz olacaktır” denildi.
“Kıbrıs adasının eşit ortağı, Kıbrıs Türk tarafı olarak, ada ve bölgemizin istikrar ve güvenliği için iş birliği, diplomasi ve diyalog doğrultusunda tüm adımları atmaya hazırız” sözlerinin kullanıldığı açıklamada, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’na düşen vazife, Kıbrıs Rum tarafını bu tarafta teşvik etmektir. Bunun olmaması durumunda, ada ve bölgeye ait olumsuz paradigmaların değişmesinin mümkün olamayacağı aşikardır” denildi.
Bakanlık, BM Genel Sekreteri’nin raporu ve Güvenlik Kurulu’nun kararına ait görüş ve değerlendirmelerin hem Bakanlık hem de New York Temsilciliği vasıtasıyla BM Genel Sekreteri ve Güvenlik Kurulu başta olmak üzere ilgili tüm taraflarla en ayrıntılı biçimde paylaşılmakta olduğunu tabir etti. – LEFKOŞA
Kaynak: İHA
Haberler.com
