AK Parti’nin eski İstanbul milletvekili Prof. Dr. Burhan Kuzu, 1 Kasım’da hayatını kaybetmişti. Tedavi gördüğü hastaneden koronavirüs nedeniyle öldüğü duyurulmuştu. Bakırköy Adliyesi’ndeki bir uyuşturucu davasını etkilemeye çalıştığı argümanıyla hakkında soruşturma yürütülen Kuzu’nun COVID tedavisi gördüğü, vefatından sonra duyulmuştu. ‘Aslında koronavirüsten ölmedi’ formundaki savlar dolaşmaya başladı. Toplumsal medyada çok faal olduğu halde koronavirüse yakalandığını duyurmayan Burhan Kuzu’nun bir cinayete kurban gitmiş olabileceği argümanları ortaya atıldı. Hürriyet gazetesinden Musa Kesler, bu savları oğlu Süleyman Kuzu’ya sordu. Süleyman Kuzu (32) şunları söyledi:
“Babam 17 Ekim’de rahatsızlandı. Ateşi yükseldi. Bana ‘Oğlum ne olur ne olmaz, bir test yaptırayım’ dedi. Hastaneye gitti. Testler yapıldı, müspet çıktı. Ateşi yükseliyordu. Tedaviye aldılar. Birkaç gün sonra kan bedelleri iyice düşmeye başladı. İlaçlara bedeni yanıt vermiyordu.
“SİTOKİN FIRTINASI DEDİLER”
‘Sitokin Fırtınası’ diye bir durumdan bahsetti hekimler. Bağışıklık sisteminin sağlam hücrelere yönelik bir saldırısı biçiminde. Bu her hastada olmuyormuş. Bir orta düzeldi kan kıymetleri. Uyguna gitmeye başladı. Lakin ikinci kez ‘Sitokin Fırtınası’ başlayınca bütün pahaları altüst oldu. Kan kıymetleri düştü, kurtarılamadı maalesef.
“SÜRECİ YAKINDAN TAKİP ETTİK”
Birinci günden itibaren biz de süreci yakından takip ettik. Durumu ağırlaşmadan evvel telefonla da görüşebiliyorduk. Babamın tedavi gördüğü hastane en güvendiğimiz hastane. O yüzden oraya gittik esasen. Babamın hastalık süreçleri gözümüzün önünde gerçekleşti. Yapılan her süreçle ilgili bilgilendiriliyorduk. Her şeyi yakından takip ettik. Bu mevzudaki bütün tezler asılsızdır. Hiçbir değeri yok.
“BABAMIN HASTA OLDUĞUNU DUYURMAK AKLIMIZA GELMEDİ”
Olayın heyecanı ve kederi içinde babamın hasta olduğunu duyurmak aklımıza gelmedi. Zati o denli çabucak duyurmak üzere bir mecburiyet de yok. İnsan kendi kederine düşüyor. O telaş halinde aklımıza o denli bir şey gelmedi. Hastaneye her gün gidiyorduk fakat babamı göremiyorduk. Bilinmeyen gizli bir durum da değildi lakin o halde ne duyurmak geldi aklımıza ne de paylaşmak. Esasen babam da duyulmasını istemedi ‘gerek yok oğlum’ diyerek.”
Kuzu’nun tedavi gördüğü hastanenin ilgili üniteleri de hastaların durumuyla ilgili açıklamayı lakin hasta yakınlarının yapabileceğini belirtti.
“HERKES FOTOĞRAF ÇEKTİRMEK İSTERDİ”
Burhan Kuzu’nun, Bahçelievler’deki meskeninde öldürülen Fatma Mavi isimli bir bayanla çekilmiş fotoğrafları da argümanları körükledi. Süleyman Kuzu bu durumu şöyle kıymetlendirdi: “Babamın herkesle fotoğrafı olabilir. Bir arada girdiğimiz birçok ortamlarda yüzlerce fotoğraf çektiren oluyordu. Bir siyasetçiydi. Parti mensupları da, vatandaşlar da fotoğraf çektirmek istiyordu. Öteki partilerin mensupları bile… Bütün siyasetçilerin herkesle fotoğrafı olabilir. Yanına gelen birine ‘Sen kimsin, niçin fotoğraf çektirmek istiyorsun’ diye hiçbir siyasetçi sormaz. Dolasıyla bu cins fotoğraflardan çıkarım yapmak, mana yüklemek gerçek olmaz.”
SİTOKİN FIRTINASI NEDİR?
Koronavirüs ile uğraşta, “bağışıklık sisteminin dosttan düşmana dönüştüğü an” olarak isimlendirilen “sitokin fırtınası” yıkıcı hasarların artışına ve vefata neden oluyor. Tedaviye karşın düşmeyen ateş, akciğer hasarının artışı ve laboratuvar kıymetlerinde bozukluk durumunda “sitokin fırtınası” tanısı konuluyor. En sık viral enfeksiyonlar sonucu gelişen bu tabloda, sitokin çok ve denetimsiz halde salındığında, etrafında ne varsa yıkıyor, sağlam hücreleri de öldürüyor. Bağışıklık sistemi, kendi dokularını yok etmeye başlıyor.
Haberler.com
