Independent Türkçe’nin haberine nazaran, ABD Sıhhat Ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı, potansiyel açıdan ziyanlı DNA‘ları tarayarak tespit etmek için kimi protokoller uyguluyor. Lakin araştırma takımı, gizleme yoluyla bu protokolleri atlamayı başardı ve gizlenmiş 50 DNA örneğinden 16’sının tespit edilemediğini ortaya koydu.
BİYOLOJİK SÜREÇLERE MÜDAHALE EDEBİLİRLER
Araştırmacılara nazaran bu çeşit zayıflıklar öbür etkenlerle de birleşince, makus hedefli yazılımın, kurbanın laboratuvarındaki biyolojik süreçlere müdahale etmesine neden olabilir.
Araştırma takımı, bu atağın neden olabileceği felaketleri anlatmak için bir senaryo oluşturdu. Senaryoda siber atağa uğrayan ve durumun farkında olmayan bir bilim beşerinin, korsanlarca değiştirilen DNA’yı öbür dizilerle bir ortaya getirdiği farz edildi.
Bunun akabinde, örneğin gen düzenleme süreçlerinde sıklıkla kullanılan Cas9 üzere bir proteinin makûs emelli diziden gRNA’yla bir ortaya gelerek, sentetik virüsler yahut toksik kimyasallar dahil olmak üzere bir dizi tehlikeli unsur oluşturabileceği belirtildi.
“BU TEHDİT GERÇEK”
Makalede mevzuyla ilgili şu sözlere yer verildi:
“Bu tehdit gerçek. Biz bir kavram kanıtlama çalışması yaptık. Toksik bir peptidi kodlayan karmaşık bir DNA, tarama protokolünü uygulayan yazılım tarafından tespit edilemedi.
Ben-Gurion Üniversitesi Karmaşık Ağlar Tahlil Laboratuvarı Lideri Rami Puzis de ‘Bu akın senaryosu, sentetik DNA tedarik zincirini siber-biyolojik tehditlere karşı tedbirlerle sağlamlaştırma muhtaçlığının altını çiziyor’ dedi.
Bu makalenin, sağlam, dirençli bir DNA dizisi taraması ve siber güvenlikle güçlendirilmiş sentetik gen üretim hizmetleri için yer hazırladığını umuyoruz.
Araştırmacılar ‘Bu tehdit gerçek. Biz bir kavram kanıtlama çalışması yaptık. Sentetik DNA tedarik zincirini siber saldırganlara karşı korumak gerekiyor’ dediler.”
Haberler.com
