Vakaların hızla azaldığı Zonguldak’ta uzmandan ‘rehavet’ uyarısı

ZONGULDAK Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sıhhati Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Dr. Bilgehan Açıkgöz, olay sayılarındaki azalışla ilgili rehavete kapılmamak gerektiğini söz ederek, “Azalma çok iyi fakat rahatlamak için, rehavete kapılacak kadar iyi olduğumuzu söylemek mümkün değil. Şayet tedbirlere uymazsak süratli bir formda makus günlere dönebiliriz” dedi.

Pandeminin ilk günlerinde hadise sayılarındaki artışla gündeme gelen Zonguldak’ta, son günlerde olay sayılarında azalış devam ediyor. Aralık ayının birinci haftasında kırmızıya bürünen Hayat Konuta Sığar (HES) uygulamasındaki harita, son alınan önlemlerle birlikte yeşile döndü. Hadise sayılarındaki azalış, vatandaşları da sevindirdi. Zonguldak Valiliği ise yaptığı açıklamalarla halkın önlemlere uymaya devam etmesi ihtarında bulunuyor. BEÜ Tıp Fakültesi Halk Sıhhati Anabilim Kolu öğretim üyesi ve İl Pandemi Kurulu üyesi Dr. Bilgehan Açıkgöz de olay sayılarındaki azalışın sevindirici olduğunu lakin bunun önlemlerle mümkün olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi.

Şimdi rehavete kapılacak bir durumda olunmadığını tabir eden Dr. Açıkgöz, “Süreç dinamik bir süreç. Her gün yeni hadiselerle karşı karşıya kalıyoruz ve baktığınız vakit Türkiye genelinde 200’ler civarında mevt sayıları var. Şu an 15 bin civarında ise hadise sayımız var. Aslında şimdi rehavete kapılabilecek bir durumda değiliz. Vefat sayılarından da bu aşikâr oluyor. Kısıtlama olmadan evvel beşerler bir ölçü rehavete kapılmıştı açıkçası. Lakin kısıtlama kararlarının akabinde devletin ya da kamunun bu bahisteki hassasiyetini gören vatandaşlar bu hususta daha fazla motive olmaya başladılar. Münasebetiyle insanların motivasyonunu etkileyen en değerli faktörlerin biri de devletin bu mevzudaki hassasiyetlerini vatandaşlara gösterebilmesi” dedi. ‘ÖNLEMLERİ BIRAKIRSAK BERBAT GÜNLERE DÖNEBİLİRİZ’ Bir olayın bile hastalığın yayılmasında çok değerli faktör olduğunu belirten Dr. Açıkgöz, şöyle devam etti:

“11 Mart’ta Türkiye’de bir hadise gözükmüştü. O bir olaydan nerelere geldik. Tahminen olayların hiç görülmemesi rahatlamayı yahut rehaveti konuşmayı kolaylaştırabilecek bir durum olabilir lakin bir hadiseden bile bu olaylar süratle artabilir. Şayet önlemlere uymazsak süratli bir formda makus günlere dönebiliriz. Yani bu hastalığa karşı en kıymetli silahımız aşılama. Şayet kâfi ölçüde aşı ulaşırsa ve bu aşılar araştırmalarda ortaya koyduğu bağışıklama oranlarını yaratırsa bundan sonrası için daha rahat olabiliriz. Fakat teneffüs yolları virüslerinin değerli bir kısmı çok sık mutasyona uğrayan virüsler. Münasebetiyle önümüzdeki süreçte aslında karşımıza gelecekleri yaşamadan kestirmek çok yanlışsız değil. Şu an hastalık yapan koronavirüs etkenine karşı elimizdeki en değerli silahımız toplumun değerli bir kısmının bağışıklaması.”