Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Hoş Sanatlar Fakültesinin tezhip ana sanat kısmı ve minyatür yan sanat kısmından mezun Tuğba Banu Oktay, illüstrasyonu minyatür sanatının teknik ve incelikleriyle birleştiriyor.
Beykoz Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde minyatür ve karakalem dersleri veren Oktay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, resme ilgisinin küçük yaşlardan itibaren annesinin takviyesiyle başladığını ve annesinin fotoğraf çizmesi için kendisini özgür bıraktığını lisana getirerek, lise yıllarında gittiği fotoğrafçılık kursunda bilhassa makro çekime yöneldiğini anlattı.
Gördüğü tezhip ve minyatür yapıtlarındaki renklerin ahenginden etkilenerek merak duyduğu bu sanat kısımlarında eğitim almaya karar verdiğini söz eden Oktay, “Yetenek imtihanı sonucunda Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Hoş Sanatlar Fakültesi Klasik Türk Sanatları Kısmı’nı kazandım. Ana sanat kolumu tezhip, yan sanat kısmımı minyatür seçerek lisans tahsilimi tamamladım. Daha sonra minyatür sanatkarı Taner Alakuş‘un atölyesinde kendisinden klasik minyatür sanatı eğitimi aldım ve eğitimi tamamladıktan sonra kendi yapıtlarımı yapmaya başladım.” diye konuştu.
Ziyaret ettiği bir sanat standında yer alan yapıtlardaki illüstrasyon çizimlerinden etkilendiği anlatan Oktay, illüstrasyondaki doku, süje ve nesne alakalarının ahenginden etkilendiğini ve klasik tezhip, minyatür gereçleri ile illüstrasyon yapmaya karar verdiğini lisana getirdi.
Tuğba Banu Oktay, kelamlarına şöyle devam etti:
“Yaptığım yapıtların ilgi görüp görmeyeceğini bilmiyordum, yalnızca yapmak istediğim için yaptım zira klasik bir minyatür sanatkarı olmak istemedim. Pandemi periyodunda kendimi keşfettim. Bu süreci en iyi biçimde değerlendirmem gerektiği düşündüm ve gezdiğim stantlardaki yapıtları, fotoğraflarımdaki nesnelerin hepsini bir bütün olarak düşünmeye başladım. Öğrendiğim renk ve teknik bilgileri yapıtlarımda görmeye çalıştım. Birinci illüstrasyon çalışmalarıma flamingo çizerek başladım. Bu süreçte birçok tasarım yaptım. Yapıtlarımda gerçekçi çizimler üzerine ağırlaştım, çizimlerim ne kadar gerçekçi olursa o kadar çok dikkati çeker diye düşündüm. Yapıtlarımda çizmeye çalıştığım bir tüy gerçekçi olsun diye bazen 5-6 saat çalıştığım oldu. Klâsik minyatür sanatında kullanılan kök boya, murakka yerine, teknolojinin bize verdiği nimetlerden biri olan murakkasız, asitsiz kağıtlar kullanıyorum. Çizim yaparken bu kağıtların sulu boyaya verdiği yansıma sayesinde çizimlerimin daha canlı, gerçekçi olmasını sağladım. İllüstrasyon çizimlerimle klasik minyatür sanatına farklı bir boyut kazandırmak istiyorum.”
“Sosyal medyada çok hoş yapan tenkitler alıyorum”
Yapıtlarını gösterdiği minyatür sanatkarı Taner Alakuş’un kendisini desteklediğini lisana getiren Oktay, “Taner Alakuş ve öğrencilerinin açtığı Duruş Minyatür standına pandemi devri yaptığım 5 yapıtımla iştirak sağladım ve yapıtlarım satıldı. Tanınmayan bir sanatçı olduğum için stant sırasında sanatseverlerin yapıtlarıma olan ilgilerini ve yorumlarını gözlemleme ve onlarla eserler hakkında sohbet etme fırsatım oldu. Toplumsal medyada çok hoş yapan tenkitler, yorumlar alıyorum ve bunlar da beni yeni eserler yapma konusunda teşvik ediyor.” dedi.
Tuğba Banu Oktay, minyatür yapıtlarında çok fazla ışık ve gölge kullanılmadığını, fakat çalışmalarında gerçekçi hissi verebilmek ve fotoğraf üzere olduğunu yansıtmak için ışık ve gölgelere itina gösterdiğini söyledi.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Ayşe Işık Akçelik
Haberler.com
