Adana Kent Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi tabipleri, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) gayrette yaşadıkları kuvvetli süreci anlatarak tavsiyelerde bulundu.
Adana Kent Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Yahya Kemal İçen, AA muhabirine, Kovid-19’lu hastalarla ilgilendiği sırada denetim hedefli yaptırdığı testinin olumlu çıktığını ve tedavisine konutunda başlandığını söyledi.
Önlemlere uymasına karşın virüse yakalandığını anlatan İçen, “Hastalardan ağır virüs yükü aldığım için hastalığa yakalanmam kaçınılmaz oldu. Benden sonra 5 ve 3 yaşındaki iki çocuğum ile gebe eşim de virüse yakalandı. Onlar çok şükür hastalığı hafif atlattı ancak bende biraz ağır seyretti. Yaklaşık 15-20 gün tedavim sürdü. Çok şükür hastalığı atlatıp vazifemin başına döndüm.” diye konuştu.
İçen, hastaların tedavisi için canla başla çaba ettiklerini belirterek, şunları söyledi:
“Kovid-19 yeni bir hastalık. Bu hastalık pıhtılaşma eğilimini arttırıyor. Bu da kalp krizi için büyük risk faktörü. Kovid-19 sürecinde kalp krizi hadiselerinin arttığını gördük. Kalp kriziyle gelen hastaların birçoklarının Kovid-19 testinin olumlu olduğunu gördük. Bu virüsün kalp krizini tetiklediğini, kalp krizi geçiren hastaların da durumunu ağırlaştırdığını gördük. Bu yüzden kalp hastalığı olanların bu virüse karşı çok daha dikkatli olmalarını şiddetle tavsiye ediyorum. Kardiyoloji tabipleri olarak bu süreçte büsbütün Kovid-19 hastalarına yöneldik.”
Hastalığın hafife alınmaması gerektiğini vurgulayan İçen, “Aşıyı şiddetle tavsiye ediyorum. Benim gördüğüm kadarıyla ya enfekte olacağız ya da aşı olacağız. İkisinden birini tercih etmek lazım. Aşı çok daha mantıklı olur.” dedi.
“Kovid-19 çok süratli bulaşıyor”
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Kolu Öğretim Üyesi ve Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Çağlar Emre Çağlayan da Kovid-19’un çok süratli bulaştığına dikkati çekti.
Hastalık genel olarak ağır seyretmese de mevt yüzdesinin yüksek olduğunu bildiren Çağlayan, şöyle devam eti:
“Biz kardiyoloji takımı olarak, gerek hekim, gerek hemşire, gerekse hasta bakıcılar sık enfekte olan kümelerden biriyiz zira Kovid-19 kalp bulgularını taklit ederek de çok fazla gelebiliyor. Birebir vakitte kalp kasını tutma potansiyeli olan bir virüs olduğu için kalp enzimlerini yükselterek bazen kalp yetmezliği yaparak ya da kalp yetmezliği bulgularıyla da gelebiliyor. Bu nedenle bazen Kovid-19 hastaları bizim hastalarımızla da çok karışabiliyor. Bundan dolayı bizim de çalıştığımız serviste hekim, hemşire ve başka işçimizden neredeyse yarıdan fazlası enfekte oldu.”
Kovid-19’un birkaç taraftan kalp damar sistemini olumsuz etkilediğine dikkati çeken Çağlayan, şunları kaydetti:
“Kovid-19 aslında damarların yüzeyinde bulunan ‘vasküler endotel’ dediğimiz hücreleri önemli derecede enfekte eden bir virüs. Bu, orada vakit zaman pıhtı oluşumuna ve pıhtıya bağlı da kimi komplikasyonların gelişimine neden olabiliyor. Bu bizim karşımıza kalp krizi, felç ve akciğer embolisi olarak çıkabiliyor. Bunların hepsi genel olarak kalp damar sıhhatiyle ilgili olduğu için bizim hastalık kümemiz içinde yer alıyor. Virüsün direkt olarak kalp kasını tutma potansiyelinin olduğu da görüldü. Bu da bizim karşımıza enzim yükseklikleri, kalp grafisi bozuklukları, ileri olgularda da önemli kalp yetmezliği bulguları olarak karşımıza çıkabiliyor. Öncelikle bu hastalığa yakalanmamak için insanların elinden geleni yapması lazım. Önlemlere yalnızca kendimiz için değil karşımızdaki şahıslar için de uymamız lazım. Tahminen bizi çok olumsuz etkilemeyecek ancak bulaştırdığımız şahıslarda bu hastalık ölümcül seyredebilir.”
“İkinci sefer hasta olan beşerler var”
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kısmı Öğretim Üyesi ve Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Ezgi Özyılmaz da Kovid-19’un başından bu yana ağır bakım ünitesinde tabipler, hemşireler, hasta bakıcılar, paklık vazifelileri ve yardımcı sıhhat çalışanıyla çok önemli gayret verdiklerini belirtti.
Özyılmaz, hastalığın kimlerde kalıcı sıhhat sorunu bıraktığına dair kesin bilimsel ispat olmadığına işaret ederek, şöyle konuştu:
“Hastalığı geçirmiş bireylerin kimilerinin uzun mühlet nefes darlığı ve öksürük üzere şikayetlerinin devam ettiği, hatta bir kısmının birkaç ay daha oksijen alması gerektiği durumlarla karşılaşabiliyoruz. Akciğerle ilgili durumlar dışında pıhtı oluşumuna taban hazırladığı için bu hastalarda kalp krizi ve felçler üzere pıhtıyla bağlı her türlü hastalığa rastlayabiliyoruz. Bu hastalığa yakalanıp atlatmış şahısların şikayetlerini iyi takip etmeleri gerekiyor. Öncelikle şayet öksürük, ateş, halsizlik, kırgınlığın artması üzere şikayetleri varsa yine hasta olabileceklerinin çabucak akıllarına gelmesi gerekiyor. Hastalığı bir kere geçiren şahısların ikinci kere geçirmeyeceğini söyleyemiyoruz. İkinci kez hasta olan beşerler var. Hasebiyle birinci akla gelmesi gereken şey, yine hasta olup olmadığı. Bu nedenle hem şikayetlerine dikkat etmeleri gerekiyor. Hem de hastalığı geçirdikten sonra da maske, uzaklık ve hijyen üzere hami tedbirlere yeniden tıpkı titizlikle devam etmeleri son derece değerli.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Yusuf Koyun
Haberler.com
