Ünlü futbol yorumcusu ve köşe muharriri Cem Dizdar’ın, Kasım ayında eski eşi Selin Barlas’a şiddet uyguladığı argüman edilmiş lakin Dizdar, bu tezleri kesin bir lisanla yalanlamıştı.
Yaşanan bu olay sonrası deneyimli gazeteci TRT Spor‘da yorumculuk yaptığı Spor Manşet ve Futbol Aklı programlarına katılmayacağını duyurmuş ve “Sonuç olarak, ısrarla ve inatla söyleyeceğim şey şudur; ben sözel, ruhsal ve fizikî şiddetin faili değil, mağduruyum. Hakikat budur. Bu, sizlerin de hakikati olana kadar TRT Spor’da yorumcusu olduğum Spor Manşet ve Futbol Aklı programlarına katılmamaya karar verdim” sözlerini kullanmıştı.
3 AY SONRA GERİ DÖNDÜ
Cem Dizdar, bu açıklamasının üzerinden 3 ay geçtikten sonra TRT Spor’daki Spor Manşet programındaki yorumculuk vazifesine kaldığı yerden devam etmeye başladı. Dizdar, Serkan Ehil moderatörlüğündeki programa 3 ay sonra geri dönmüş oldu.
AÇIK KAPI BIRAKMIŞTI
Programdan ayrıldığını duyurduğu açıklamasında deneyimli gazeteci, “Bir gün bu programlarda buluşacağız. Bundan adım üzere eminim. O buluşmaya, bana zalimce saldırmasına karşın utanma hissini kaybetmeyenler de gelsin isterim. Sorgusuz sualsiz…” tabirlerini kullanarak geri dönüşü için açık kapı bırakmıştı.
NELER OLMUŞTU?
Gazeteci Mehmet Barlas’ın yeğeni olan Selin Barlas, Kasım ayında toplumsal medya hesabından uzun bir yazıyla birlikte fotoğraflar paylaşmış ve TRT Spor’da yorumculuk da yapan gazeteci eski eşi Cem Dizdar’dan şiddet gördüğünü sav etmişti.
Selin Barlas, Twitter hesabından “Kısa bir müddetliğine Instagram hesabımı açık bırakıyorum. İçinde gerçek bir kıssa var. Okuyun lütfen” diye paylaşımda bulunarak şiddet gördüğünü belirtmişti.
Barlas’ın paylaşımında şu sözler yer almıştı;
CEM DİZDAR’DAN YAZILI AÇIKLAMA GELMİŞTİ
Cem Dizdar ise ortaya atılan şiddet argümanıyla ilgili yazılı bir açıklama yapmıştı.
Dizdar açıklamasında şunları söyledi;
14 Kasım 2020 akşam saatlerinde internet ortamına düşen hakkımdaki ithamla ilgili açıklama yapmak zarurî oldu. Bu mecburilik hakikate olan borcuma sadakatim kadar eski eşimle ortak evladımızın geleceğini de müdafaaya yöneliktir.
Boşandığım eşim, ayrıldıktan sonra şiddet uyguladığımı argüman ediyor. Bu itham benim sözlüğümde, işleyebileceğim en büyük cürümdür ve en ağır cezayı hak eder. Gerek aile içinde, gerekse hayatın her alanında bayana her türlü şiddetin, hiçbir haklı yahut uygun nedeni olamaz. Yetiştiğim aile terbiyesinin, kurduğum toplumsal bağlantıların bana öğrettiği en kıymetli kıymetlerden biri budur. Ayrıyeten bayana uygulanan şiddet failinin ortaya çıkması, yargılanması ve ceza almasında, bayan beyanının temel olmasının çok kıymetli bir kazanım olduğunu her daim savundum. Bu beyanın temel olmasının, beyanın hakikat olduğu manasına gelmeyeceğini ise bana yeniden feminist hukukçular öğretti. Ben nerede, ne vakit ve nasıl şiddet uyguladım? Bu sorularıma adaletin yanıt vermesi için, hakkımdaki savların soruşturulmasının takipçisi olacağım.
Benim şiddete maruz kaldığıma ancak asla ve muhakkak şiddet uygulamadığıma yönelik, darp raporum üzere somut ve maddi delillere; bilhassa var olan manzara kayıtlarına, bu yolla ulaşılacaktır. Sonuç olarak, ısrarla ve inatla söyleyeceğim şey şudur; ben sözel, ruhsal ve fizikî şiddetin faili değil, mağduruyum. Hakikat budur. Bu, sizlerin de hakikati olana kadar TRT Spor’da yorumcusu olduğum “Spor Manşet” ve “Futbol Aklı” programlarına katılmamaya karar verdim. Şiddetin her cinsine karşı, iyinin, hoşun ve doğrunun en ateşli ve kararlı savunucularından biri olarak kimseye saygısızlık etmedim. Bu tutumuma hayatım boyunca bağlı kalacağım. Bir gün bu programlarda buluşacağız. Bundan adım üzere eminim. O buluşmaya, bana zalimce saldırmasına karşın utanma hissini kaybetmeyenler de gelsin isterim. Sorgusuz sualsiz… Utanma hissini kaybedenler için hiçbirimizin hiçbir şey yapamayacağını ise maalesef yaşayarak öğrendim.”
Haberler.com
