CHP Umumi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, fındık fiyatının, son 5 yılda kilogram başına 11,77 dolardan 6,35 dolara düştüğünü belirterek, “Aradaki farkı kim yedi? Asıl sorgulanması, üzerinde düşünülmesi gereken soru bu.” dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Küme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 24 Temmuz’un 194 yıldır Dünya Basın Bayramı olarak kutlandığını fakat Türkiye’de yüzlerce gazetecinin mahpusta olduğunu söyledi.
Bu gazetecilerin, düşündükleri, gerçekleri yazdıkları, saraya itaat etmedikleri için presçi idare tarafından mahkum edilerek mahpusa atıldıklarını öne süren Kılıçdaroğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç ve Müyesser Yıldız’ı hürmetle andığını tabir etti.
CHP başkanı Kılıçdaroğlu, “Asla unutmasınlar, istedikleri kadar mahpusa atsınlar, haksız muameleye tabi tutsunlar, dişi ağrıdı diye doktora çıkarmasınlar. Bu şahıslar kalemlerini satmazlar. Bunlar memleketlerinin çıkarı için çaba ederler, özgür gazeteci olarak doğruları müellifler. O nedenle doğruları yazan, kalemini satmayan bütün gazetecilere şükran borçluyuz.” diye konuştu.
“Sınırlar yol geçen hanına dönmüşse iktidarın sorgulanması lazım”
Kemal Kılıçdaroğlu, kamuoyunda, Van Gölü’nde 59 kişinin cesedine ulaşılan vakanın gereğince mahal almadığını belirterek, Van Gölü’nün Türkiye’nin sonları içerisinde olduğunu anımsattı.
Afganistan, İran ve Bangladeş üzere devletlerden gelen bu kişilerin mevti göze alarak Avrupa’ya yahut öteki devletlere gitmek istediklerini tabir eden Kılıçdaroğlu, laflarını şöyle sürdürdü:
“Buna kim müsaade veriyor, imkan sağlıyor? Bu bahsin tartışılması lazım. Şayet sonlar yol geçen hanına dönmüşse, her gelen kişi Türkiye’yi bir köprü üzere görüp yol geçen hanı olarak kullanılıyorsa iktidarın sorgulanması lazım. 59 kişinin sorumluluğu kime ilişkin, onları Türkiye’ye kim soktu? Memleketin İçişleri Bakanı, sonlarından sorumlu bir siyasi irade var mı? Kim bunlar? Yüz binlerce kişi gelip gidiyor. Parayla olağan. Bu paranın üste çıkış merdivenleri, bu paradan nemalanan siyasetçiler de var mı sanki? Bugünkü teknolojik imkanları dikkate alırsak sinek geçse bile görebiliriz. Nasıl oluyor da yüz binlerce insan gelip geçiyor buralardan?”
“İnsan hayatını kurtarmıyorsa ambulansın ne pahası var?”
Kemal Kılıçdaroğlu, Rize Köprübaşı köyünde yaşanan felaket sonrası ortama yalnızca CHP’lilerin gittiğini, devletin hiçbir yetkilisinin oraya ulaşmadığını öne sürdü.
Laf konusu yanda 11 kişinin göçük altından çıkarıldığını ve bunların 3’ünün yaralı olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, iç kanama geçiren Havva Tüysüz için yardım istenmesine karşın yardımın 10 saat sonra geldiğini ama Tüysüz’ün hayatını yitirdiğini savundu.
Kılıçdaroğlu, “Sorumlusu kim? Ambulans uçaklarımız, helikopterlerimiz var, gerçek. Kişiye yetişmiyor, insan hayatını kurtarmıyorsa ambulansın, uçağın, helikopterin ne pahası var?” dedi.
“Siz milletle dalga mı geçiyorsunuz?”
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Zemzem Gülender Açanal’ı da dinlediler. Oradaki tabloyu anlattılar, tarlalarını sulayamadıklarını, iktidarın bunu çözmesini istediler. Zemzem Hanım’ın yaptığı konuşma: ‘Enerji şirketi bize kelam konusu kesintilerin hatlardaki arızalardan kaynaklandığını söyledi.’ Allah aşkına siz milletle dalga mı geçiyorsunuz? Oradaki kişileri bilmiyor musunuz? Borcu var diye. Elektrik fiyatlarına yüzde 108 artırım geldi. Ödeyemiyor. Bırak tarlayı sulasın, satsın, sonra ödesin elektrik faturasını. Onu da yapmıyorlar.”
Çiftçinin iktidardan 176 milyar lira alacağı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Tek sorumlusu sarayda oturan zattır. Esasen bu milletvekillerinin hiçbirisinin iradesi yok. Zemzem Hanım’ın iradesi var mı? Bakanın da iradesi var mı? İradesi yok. Bunlar siyasetçi değil, saraydan alınan talimatı yanına getiren buyruk kulları. Zemzem Hanım da bir buyruk kulu lakin Zemzem Hanım’ın şunu yapması lazım; Şanlıurfalıysan, bu ortamdaki kişiler sana yüzde 90’lara varan oy vermişlerse senin hizmetin sarayı değil, vatandaşı dinlemektir.” kelamlarını sarf etti.
Kılıçdaroğlu, CHP’li yetkililerin nahiyeyi ziyareti sırasında bir üreticinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “Sözde dünyaya meydan okuyorsun ancak bir şirkete kelamın geçmiyor.” sözlerini kullandığını aktararak, “Erdoğan’ın dünyaya meydan falan okuduğu yok. Nereden çıkarıyorsunuz siz bunu? Erdoğan, dünyanın kıymetli başkanlarından talimat alıp gereğini noktasına getiren adamdır. Ne meydan okuması? Meydan okudu da ne oldu? Yok o denli bir şey. Medyayı kullanıyorlar, ‘Erdoğan yumruğunu masaya vurdu, dünyayı titretti…’ Erdoğan, 33 asker şehit olurken Putin’in orada ayakta beklemedi mi? Sandalye bile vermediler.” diye konuştu.
“(Fındık fiyatı) Nasıl oluyor da her yıl tartışılıyor?”
CHP başkanı Kılıçdaroğlu, Toprak Masulleri Ofisinin geçen yıl 16,5-17 liradan satın aldığı fındıktan 20 tonu için 24 liradan satış ilanı açtığını anlattı.
İhalede talebin 420 ton olarak gerçekleştiğini belirten Kılıçdaroğlu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin fındık konusundaki açıklamalarının “hikaye” olarak nitelendirerek, fındığın taban fiyatının 25 liranın altında olmaması gerektiğini savundu.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Asıl bizi üzen nokta şu; fındık fiyatı, son 5 yılda kilo başına 11,77 dolardan 6,35 dolara düştü. Aradaki farkı kim yedi? Asıl sorgulanması, üzerinde düşünülmesi gereken soru bu. Karedenizlilere seslenmek isterim, düşünmüyor musunuz her yıl fındık mevsiminde bu husus tartışılır? Bahçe birebir, üretici birebir, gübre tıpkı, emekçiler birebir. Nasıl oluyor da her yıl tartışılıyor. Maliyetin malûm, alacağın para belirli değil.”
TMO piyasaya fındık sürdüğü için fiyatların düşeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, fındık fiyatlarının, üretici bahçeye girmeden açıklanması gerekirken açıklanmadığına dikkati çekti.
Kılıçdaroğlu, “Fındık üreticisi nasıl kazanılır, nasıl kar edilir, fındık dünyaya kaç liradan satılır görecek. Fındık üreticisi yabancı bir firmanın egemenliği altına girmeyecek, bunu da halkın iktidarında görecek.” formunda konuştu.
“Kadın derneklerinin 5 acil talebi var”
Kemal Kılıçdaroğlu, Pınar Gültekin’in öldürüldüğünü anımsatarak, bayana yönelik şiddetin giderek tırmandığını söyledi.
Bu bahiste herkesi hassas olmaya çağıran Kılıçdaroğlu, mekanı geldiğinde en hoş kelamlar söylenen bayanların hakkının hukukunun, yalnızca lafla sorgulandığını savundu.
Kılıçdaroğlu, iktidarın bayana yönelik şiddetin artış nedenlerini araştırması gerektiğine işaret ederek, hayatın her yerinde uğraş eden bayanların, azaba maruz kalıp öldürüldüğünü lisana getirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, 5 acil talepte bulunduklarını belirterek, bunlardan birincisinin, bayanlarla erkeklerin eşit olduğu fikrinin kabul edilmesi ve bayanların hayatın her ortamında eşit temsilini sağlamak için somut adımlar atılması olduğunu kaydetti.
Bayan derneklerinin, Siyasi Partiler Yasası değiştirilerek bayanların parlamentoda eşit temsil edilmesinin sağlanmasını talep edebileceklerini ilettiğini belirten Kılıçdaroğlu, partisinin bunu savunduğuna ve Türkiye’de bayan seçmen sayısının erkeklerden daha fazla olması nedeniyle siyasette güçlerini göstererek beklentilerini karşılayabileceklerine dikkati çekti.
Kılıçdaroğlu, bayan derneklerinin gayrı taleplerini şöyle sıraladı:
“Şiddeti önlemeye yönelik İstanbul Ahdi’nden imzanın çekilmesi, 6284 Sayılı Yasanın değiştirilmesi teşebbüslerinden vazgeçin. Ahit ve maddeyi uygulayın. Bayanların meskende, işte, sokakta, tüm sahalarda şiddetsiz bir hayat sürmesi için gerekli kuralları oluşturun.
Bilhassa kız çocuklarını örgün eğitimin dışına iten, çocuk yaşta evlendirmelerin ve çocuk işçiliğinin önünü açan 4+4+4 kesimli eğitim sisteminden vazgeçin, 12 yıl kesintisiz ve fiyatsız eğitime geçin. Kamu ve özel kesim istihdam oranlarında ve idare kademelerinde, kadın-erkek eşitliğini sağlayacak müspet ayrımcılık tedbirlerini derhal devreye sokun. Babaların da çocuk bakım yükümlülüğü olduğu unutulmaksızın cinsiyet ayrımcılığı yapılmadan her iş alanına ve mahalleye fiyatsız kreşler açılmasını sağlayın. Bayanların kazanılmış yasal haklarını tehdit eden telaffuz ve teşebbüslerden vazgeçin, çocuk istismarcılarına af getirilmesi, boşanan bayanın nafaka hakkının 2-3 yıl üzere mühletlerle kısıtlanması, aile arabuluculuğuyla bayanın boşanmasının zorlaştırılması, bayanın konut içi emeğinden kaynaklanan miras hakkına el konulması üzere tartışmalara derhal son verin.”
Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin iktidarında bu taleplerin noktasına getirileceğini lisana getirerek, “Bütün bayanlara sesleniyorum; hakkınız var, yeniliyor, hukukunuz var verilmiyor, adalet de sağlanmıyor. Bayan ve onurlu bir vatandaş olarak bunları sağlamak, kadın-erkek eşitliğini istiyorsanız, yapacağınız tek şey var, CHP’ye oy vereceksiniz, dünyayı, Türkiye’yi değiştireceksiniz. Bu memlekete demokrasiyi, sıklığı, müsamahayı, sevgiyi sizler getireceksiniz.” dedi.
“İradeleri saraya satılığa çıkmıştır”
CHP Umumi Lideri Kılıçdaroğlu, TBMM’nin, saygın ve Gazi Meclis olarak haksızlığı ve hukuksuzluğu kabul etmemesi gerektiğini vurgulayarak, partisinin, geçen hafta Serik’teki tezlerin araştırılmasına yönelik önergesinin kabul edilmemesinin kendisini derinden yaraladığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, “AK Parti ve MHP’ye oy veren kardeşlerim, ‘500 bin liralık rüşveti kim aldı?’ araştırmasına, bu iki partinin milletvekilleri el kaldırarak ‘Araştırmayın.’ dediler. Yanı rüşvete, haksızlığa, kul hakkı yenmesine ortak oldular. Size şikayet ediyorum. 83 milyon vatandaşa ‘Rüşveti araştırmayalım, soruşturmayalım, rüşveti kim yedi, bize ne.’ diyenlerin bu Meclis’te noktası yoktur, bunlar bu milleti temsil edemezler.” tabirlerini kullandı.
Milletin rüşvete, kul hakkını yiyene karşı bir duruşu olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Buradakilerin iradesi yoktur, iradeleri saraya satılığa çıkmıştır. Saraydan alınan talimata nazaran yapıyorlar. ‘Milliyetçi’ dediğimiz insan dürüst, bu vatanın taşı toprağı için seve seve hayatını veren, kul hakkı yemeyen kişidir, ‘rüşvet soruşturulmasın.’ diyemez. Buna karşı uğraş eder. Hasebiyle AK Parti ve MHP milletvekillerinin bağımsız iradeleri laf konusu değildir, bunlar milletin vekili değil, sarayın vekilidir.”
(Sürecek)
Kaynak: AA
Haberler.com
