Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ukrayna‘da üniversitede yaptığı konuşmada, ” Türkiye, insani yardım konusunda önder ülke. En varlıklı değiliz lakin en cömert olmaktan da gurur duyuyoruz” dedi.
Ukrayna’nın Lviv kentine gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ülkedeki temaslarına devam ediyor. Lviv İvan Franko Ulusal Üniversitesi’nde bir konuşma yapan Bakan Çavuşoğlu, diplomasinin ve siyasetin değerine vurgu yaparak, “Birçok diplomatın bu fakülteden mezun olduğunu öğrendim. Kiev’deki büyükelçimiz değil lakin benim sözcüm, danışmanım ve ben hepimiz Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduk. Bu konferansın ana temasının son derece kıymetli olduğunu düşünüyorum. Birçok diğer şeyin yanında akademisyenler ve diplomatların bir ortak özelliği var. Hoş sözler kullanmak güzelimize gidiyor. Ben bir siyasetçi olarak bu konuları daha kolay formda incelemeye çalışıyorum ve bunu meslektaşlarıma da söz ediyorum” biçiminde konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, “Geçtiğimiz yıl Antalya Diplomasi Forumu’nun birincisini gerçekleştirdik. Forumun teması yenilikçi diplomasi, yeni periyot, yenilikçi yaklaşımlardı. Global görünüm değişiyor. Değişim süregelen bir gerçek, lakin şu anda farklı olan şey şu; değişim çok daha süratli gerçekleşiyor. 16. yüzyıldan birini 18. yüzyıla getirecek olursanız kendisinin yeni dünyaya adapte olmasında çok fazla sorun yaşayacağını sanmıyorum. 20. yüzyıldan birini getirip bugüne taşıyacak olursak bu bireyler adapte olmakta zorlanacaklar. Bizler çocuklarımızı anlamakta bile zorlanıyoruz” sözlerini kullandı.
“SİSTEMİNİZİ YENİ FİKİRLERE AÇIK TUTMAK ÇAĞDAŞ DİPLOMASİ İÇİN GEREKLİ UNSURLAR”
Daha evvel milletlerarası münasebetler öğrencilerinin dünyayı anlamasının daha kolay olduğunu tabir eden Bakan Çavuşoğlu, “1990 yıllarının başlarında daha kolaydı, zira sabit ittifaklar vardı. Artık çok kutuplu bir dünyadan bahsediyoruz. İttifaklar değişiyor, klasik tehditlere ek olarak global pürüzlerle de karşılaşıyoruz. Siber akınlar, hibrit tehditler, iklim değişikliği ile uğraş ediyoruz. Farklı hususlarda İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan global sistemin artık buna karşılık vermekten öte olduğu konusunda fikir birliğine vardık. İşte bu değişimi anlayıp, diplomasiyi buna uyarlamamız gerekiyor. Diplomasiyi sizin tabir ettiğiniz üzere merkeze ya da ön safhalara koymak için siyaset tekliflerimiz vardır. Diplomasi çok paydaşlı ortam. Devletler birincil aktörler fakat üniversitelerin, bireylerin değeri daha da artmaya başladı. Bu manada sahiden kapsayıcı bir yaklaşıma gereksinimimiz var. İkinci olarak diplomasi yenilikçi olmalı. Teknoloji bizim çalışma sistemimizi değiştiriyor lakin diplomasi bunda bir istisna değil. Büyük ve geniş kapsamlı dataları, yapay zekayı birçok alanda kullanıyoruz. 2019 yılında dijital diplomasi inisiyatifimizi başlattık ve teknolojik araçları en iyi halde kullanmaya başladık. Lakin yenilikçi olmak yalnızca teknolojiyle ilgili değil fikirlerle de alakalı bir şey. Sisteminizi yeni fikirlere açık tutmak çağdaş diplomasi için gerekli ögeler. 30 yıl evvel Sovyetler Birliği’nin dağılmasından çabucak sonra Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nü kurmak yenilikçi bir fikirdi. Hala bölgesel işbirliğine katkıda bulunuyor. Türkiye, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Ermenistan üzere kilit ülkeleri bir ortaya getiren tek örgüt. Yalnızca yenilikçi niyet ile bunu oluşturabiliriz” sözlerini kullandı.
“EN GÜÇLÜ DEĞİLİZ FAKAT EN CÖMERDİZ”
Türkiye’nin dünya nezdinde sergilediği cömertliğe vurgu yapan Bakan, “Üçüncü olarak yenilikçi olurken öteki taraftan da unsurlarımızı de desteklemeli ve sabit tutmalıyız. Dış siyasetin ahlaki kıymetlerinin olması lazım. Türkiye’nin dış siyasetini teşebbüsçü ve insani olarak tanımlıyoruz. Teşebbüsçü, zira yeni fikirlere açık. İnsani, zira biz insanları niyet ve hareket etme tarafımızın çabucak merkezine yerleştiriyoruz. Türkiye, insani yardım konusunda önder ülke. En varlıklı değiliz fakat en cömert olmaktan da gurur duyuyoruz. Milletlerarası dayanışmanın salgın sırasında eksikliğini görmek bizim için insani diplomasinin ehemmiyetini bir sefer daha ortaya koydu. Yalnızca prensipli ve insani bir diplomasi ile global sorunlarla baş edebilirsin. Dördüncüsü, aktif çok taraflılık. Yeni bir milletlerarası gerçekliği oluşturmak sizin tabir ettiğiniz biçimiyle çok değerli. Diplomasinin klasik tarifi sınırlama gücünün sanatıdır. Güç, meşruiyet olmazsa frensiz otomobil üzeredir. Nihayetinde kaza yapar. Çok taraflılığın faal olması gerekiyor, dünyada da aktifliğine gereksinimimiz var” sözlerini kullandı.
“KURALLARA DAYALI MEMLEKETLER ARASI BİR TERTİBE GEREKSİNİMİMİZ VAR”
Bakan Çavuşoğlu, açıklamasını şu formda sürdürdü:
“Diplomasi üzere kurumlar değişen gerçekliğe adapte olmalı. Örneğin Birleşmiş Milletler kendisini değişen dünya tertibine adapte edemezse ve ahenk sağlayamazsa giderek daha az değerli hale gelecektir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Birleşmiş Milletler’in bilhassa ıslahata tabi tutulması’ görüşü ve ‘Dünya 5’ten büyüktür’ görüşü bu gerçekliğin altını çiziyor.”
Öğrencilere seslenen Bakan Çavuşoğlu, “Kurallara dayalı milletlerarası bir tertibe muhtaçlığımız var. Burada bir gerçek var; hangi kurallardan bahsediyoruz? Gerçekte Batı, Çin ya da Rusya farklı kural çizgilerinden bahsediyorlar lakin tekrar de en az standartlar üzerine, toprak bütünlüğü üzere, memleketler arası hukuk üzere temel kurallar üzerinde anlaşabilmeliyiz. Global ortamdaki
değişikliği bu türlü görüyoruz. Diplomasiyi merkeze yerleştirmek için çok taraflı gayrete muhtaçlığımız var” dedi.
(İHA)
Haberler.com
