MERSİN (AA) – Milattan evvel 7 binli yıllara uzanan geçmişiyle Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden Mersin‘deki Yumuktepe Höyüğü, arkeopark projesinin onaylanmasının akabinde dönüşeceği açık hava müzesinde ziyaretçilerine çok sayıda tabakanın kalıntılarını keşfetme bahtı sunacak.
Birinci arkeolojik hafriyatları 1937 yılında başlayan ve birçok uygarlığın izlerini taşıdığı için “Medeniyetler Beşiği” olarak da anılan Toroslar ilçesindeki höyükte, Neolitik devirden başlayan ve Orta Çağ‘a kadar süren çok sayıda tabakanın kalıntıları bulunuyor.
İtalya’nın Lecce Üniversitesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Isabella Caneva başkanlığındaki grubun yürüttüğü dönem hafriyatları tamamlanan höyüğün, arkeopark olarak ziyarete açılması için 2018’de Mersin Üniversitesi ile Büyükşehir Belediyesi ortasında protokol imzalandı.
Yürütücülüğünü Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi İpek Durukan’ın yaptığı proje, Adana Kültür Varlıklarını Muhafaza Bölge Heyeti Müdürlüğünce onaylandı.
Durukan, AA muhabirine, projenin konseyin istediği revizyonların tamamlanmasının akabinde onaylandığını, bundan sonraki süreçte Büyükşehir Belediyesinin uygulamaya başlamasının bekleneceğini söyledi.
Proje grubunda dönem kazılarını 28 yıl yürüten Caneva’nın yanı sıra kent plancısı Doç. Dr. Burak Evrak ve peyzaj mimarı Dr. Öğretim Üyesi Sinan Burat’ın yer aldığını aktaran Durukan, alanında uzman birçok ismin de çalışmaya dayanak verdiğini belirtti.
Durukan, projeyle Yumuktepe’nin bilimsel unsur ve yaklaşımlar çerçevesinde halkın ziyaretine sunulmasını amaçladıklarını anlattı.
Çalışmanın ayrıntılarına değinen Durukan, şunları lisana getirdi:
“Proje kapsamında öncelikli olarak gelen ziyaretçilerin birinci olarak girecekleri alanda bir karşılama merkezi yer alıyor. Karşılama merkezi içerisinde sunum odası, güvenlik, bilgilendirme, kafeterya ve ofisler yer alacak. Höyüğün güney batısında, birinci derece arkeolojik sit hudutları içerisinde daha evvelce tescil edilen bir huğ konutu var. Burası, höyüğün hafriyatı sırasında farklı devirlerde izlerine rastlanan yapı çeşidi. Yakın periyotta Mersin’de de çok sefer kullanıldı. Sazlar kullanılarak kol örgü sistemiyle yapılıyor, üzeri kerpiçle sıvanıyor. Bu meskenin de müdafaa projesi hazırlandı, rekonstrüksiyon süreci yapılacak. Karşılama merkeziyle birebir alan içerisinde halkın bilgisine sunulacak. Çalışmaları biten hafriyat alanındaki katmanların sergilenmesi ve korunması emeliyle bir üst örtü yapılacak. Üst örtünün şu anda fikir projesi de onaylanmış durumda. Uygulama projeleri çizildikten sonra da yapılmasını bekliyoruz.”
“Dünyadaki bütün arkeologların tanıdığı, özgün pozisyonunu koruyan birkaç höyükten biri”
Durukan, yapılacak çalışmayla höyüğün ziyaretçilerini tarihi bir seyahate çıkaracağını belirterek, şöyle devam etti:
“Burası, 9 bin yıllık bir geçmişe sahip. Bu süreç içerisinde kesintisiz yerleşim alanı olarak Doğu Akdeniz Havzası’nda ön plana çıkıyor. Dünyadaki bütün arkeologların tanıdığı, bildiği, özgün pozisyonunu koruyan birkaç höyükten biri. Binlerce yıllık yerleşim katmanlarını kesintisiz olarak sunması ve her devrin katmanında ortaya koyduğu niteliklerle ön plana çıkıyor olması sebebiyle çok kıymetli bir höyük. İlerleyen yıllarda da hafriyat çalışmalarının sürmesini umut ediyoruz. Ziyaretçiler hem yapılmakta olan hafriyat çalışmalarını hem de hafriyatı tamamlanmış olan alandaki katmanları yerinde görerek inceleyebilecekler. Karşılama merkezinde yer alan ünitelerde höyüğün tarihçesine ve yapılan çalışmalarına ait görselleri izleyebilecek ve bilgilenebilecekler.”
Arkeopark projesinde eğitim çalışmalarının da yer alacağını kaydeden Durukan, bu kapsamda gençleri ve çocukları arkeolojiyle tanıştırmak için eğitim alanı oluşturulacağını kelamlarına ekledi.
Haberler.com
