AB Türkiye Delegasyonu Lideri Christian Berger: “Türkiye çok büyük, çok yoksul ve büyük çoğunluk müslüman bir ülke deniliyor bence bu görüşler yanlış”
ANKARA – AB Türkiye Delegasyonu Lideri Christian Berger, Türkiye’nin AB üyeliği hakkındaki birtakım görüşlere ait, “Türkiye çok büyük bir ülke, çok yoksul bir ülke büyük çoğunluk müslüman bir ülke deniliyor. Bence bu görüşler yanlış, hakikat olan nedir iyi komşuluk ve bunların en kıymetlisi hukukun üstünlüğüdür ve memleketler arası bağlantılarda atılması gereken kritik adımlardır” dedi.
AB Türkiye Delegasyonu Lideri Berger’in 4 yıllık vazife müddeti sona erdi. Bu mühlet zarfı içinde Türkiye’nin AB üyelik süreçlerine yönelik atılan adımlara ait pek çok çalışmalar yapıldı. Lakin Türkiye bu müddet zarfında da AB’ye üye yapılmadı. AB Türkiye Delegasyonu Lideri Berger 4 yıllık değerlendirmesini İHA muhabirine yaptı. 2016 yılının Kasım ayında vazifeye geldiğini belirten Berger, “Geldiğim vakit Türkiye ve AB ortasında önemli tansiyonlar vardı. Benim misyon tarif formum Türkiye ve AB ortasındaki görüşmelerin ve konuşmaların devam edilebilirliğini sağlamaktı. İki tarafın birbirini anlamadığı çok bahis vardı. Tükiye birşey söylediği vakit AB yanlış algılıyordu. AB birşey dediğinde Türkiye yanlış algılıyordu. Umarım misyon müddetim boyunca ikili bağlantılar ve görüşmelerde bu yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmışımdır. Vazifeye gelir gelmez yaptığımız birinci ilk iş siyasete, iktisada ve ulaşıma ait diyalogları acil halde kurmaktı. 2016 yılının Mart ayında mülteci programı başladı ve bunu sürdürdük. Türkiye muazzam bir mülteci sıkıntısını sırtında taşıyor. 2018 ise bilhassa politik diyaloglarda zorluklar yaşadık. Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz konusu başlı başına sorun alanıydı.Tüm bunlara bakıldığında karşılıklı iş birliği ve diyaloğun arttığı da söz edebilir. 4 yıl çok şiddetli idi öteki taraftan da çok değişik fırsatların doğduğu bir periyodu geçirdik. Koronadan sonra ekonomik alanda bu apaçık ortaya çıktı”dedi.
“Demokratik ve şeffaf bir Türkiye istiyoruz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AB’nin Türkiye’ye ikili standart uyguladığı ve Yunanistan ile Türkiye tansiyonu sonrasında AB kanadından haksız davranıldığının ait kelamlarının hatırlatılması üzerine Berger, “Bu soruya AB komitesi eski Liderinin AB Parlamentosunda yaptığı bir konuşmayla alıntı yapacağım, “Biz demokratik ve şeffaf bir Türkiye istiyoruz.” Bir yerde uzun ve çetrefilli süreçlerin doğuracağı kaygıyı anlıyorum fakat bu gerçekten bu türlü bir süreçtir. Benim kendi ülkemin bile AB ye üye olması uzun bir vakit aldı. Türkiye şu süreçte çok önemli bir yol aldı. AB’yi AB yapan en büyük kriter hukukun üstünlüğüdür. AB’yi AB yapan ne bir ırk, ne bir lisan, ne bir milliyetçilik değildir. Iktisat kıymetli bir kriter lakin hukukun üstünlüğü öndedir. Biz tabi ki Türkiye’de hukukun üstünlüğünü görmek istiyoruz” tabirlerine yer verdi.
Güzel komşuluk ve hukukun üstünlüğü
Berger, Türkiye’nin bir gün AB’ye alınıp alınmayacağına olan inancının olup olmadığından daire yöneltilen soruya ise, “Dışişleri Bakanlığı’nda misyon yaparken anketler yapılıp çeşitli toplumsal kümelere ait bu anketlerde şöyle şeyler çıkardı. Örneğin; ‘Türkiye AB’ye girmeli mi?’ Büyük bir birçokluk evet karşılığını veriyor. Öbür bir soruda ise ‘Türkiye AB’ye girecek mi?’ Birebir çoğunluk hayır diyor. Neden diye sorulduğunda ise, ‘Türkiye çok büyük bir ülke, çok yoksul bir ülke büyük çoğunluk müslüman bir ülke’ bence bu görüşler yanlış ben bunu yanlış olarak değerlendiriyorum. Hakikat olan nedir iyi komşuluk ve bunların en kıymetlisi hukukun üstünlüğüdür ve memleketler arası bağlantılarda atılması gereken kritik adımlardır” karşılığını verdi.
Kendi resepsiyonuna yürüyerek gitti
Berger açıklamaları sonrasında AB Hareketlilik Haftası çerçevesinde, Gazeteciler Cemiyeti Basın Konutu’nda düzenlenen “Batı Balkanlar ve Türkiye, Avrupa Birliği Araştırmacı Gazetecilik ödül Töreni” ile Türkiye’deki vazife periyodu tamamlanan AB Büyükelçisi Berger ve eşi Marilena Georgiadou-Berger’e veda resepsiyonuna yürüyerek gitti. Berger Hareketlilik Haftasına ait de, ” Öncelikle hareket konsepti gereği bu biçim şeylere öncelik veriyoruz. Neden yürüyüş zira daha verimli sağlıklı ve çevreci. Bu yıl sıfır emisyon konsepti ile hareket ediyoruz. Bilhassa etraf kirliliğine karşı altenatif araçları kullanmak gerekiyor bunlar bisiklete binmek yürüyüş yapmak gibi” kelamlarını kullandı.
Kaynak: İHA
Haberler.com
