Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir vakit amacında Kürtlerin olmadığını söyleyerek, “Türkler ve Kürtler et ve tırnak üzeredir. Velev Suriye’nin kuzeyinde olsun, velev Irak’ın kuzeyinde olsun Mehmetçiğin yaptığı tüm operasyonları birtakım mihraklar Türkler, Kürtlere saldırıyor biçiminde lanse ediyor. Bu katiyen yanlış. Katiyetle hakikat değil. Bu külliyen bir algı operasyonudur” dedi.
Bir seri ziyaretlerde bulunmak üzere Kayseri’ye gelen Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen Armağanlı Gazetecilik Yarışı’nın armağan merasimine katıldı. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Meclis Içtima Salonu’nda düzenlenen merasimde konuşan Bakan Akar, gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
“Türkler ve Kürtler et ve tırnak gibidir”
Bakan Akar, “Türk Silahlı Kuvvetler olarak milletimizin bağımsızlığı için, başımızın dik yürüyebilmesi için ‘Ölürsem şehit, kalırsam gazi’ anlayışı içerisinde yurt içinde, yurt dışında, dağda, bayırda, kışta, kıyamette, yazda Mehmetçik vatanı için elinden uğraşı gösteriyor. Bundan kuşkusu olmasın. Yapılan bütün bu çalışmalarda hak ve menfaat sorunu yaparken hiçbir halde bencil davranmıyoruz.” sözünü kullanarak “Bundan emin olabilirsiniz. En son Fransız gemisi sıkıntısı dahil memleketler arası hukuka saygılıyız, hakikaten kurallar çerçevesinde yapıyoruz. Biz binlerce yıllık bir medeniyete sahip, devlet geleneği olan, ordu geleneği olan bir orduyuz. Hasebiyle başı boş herkes aklına geleni yapmıyor. Her şey bir kural çerçevesinde yapılıyor. Bu kural çerçevesinde de hakkımızı ve hukukumuzu korumak konusunda son radde azimliyiz, kararlıyız. Bunda da inşallah muktediriz. Başımızda bir güruh terör örgütü var. FETÖ’sü, PKK’sı, YGP’si, DEAŞ’ı bunların hepsiyle ve bu millete karşı yönelen tehdit ve tehlikeye karşı uğraşımızı sürdürdük. Bu savaş tempomuzda azalma laf konusu değil. Bilakis artan savaşımızı yurt içinde ve yurt dışında sürdürüyoruz.” diye konuştu.
“İdlib’te Ruslar ile yaptığımız bir muahede var. Bu çerçevede oradaki sükunu sağlamak için, ateşkesi sağlamak için, istikrarı sağlamak için, Suriyeli kardeşlerimizin barış ve inanç içerisinde yaşamasını sağlamak için ve böylelikle devletimizin sonlarının ve halkımızın da güvenliğini sağlamak için savaşımız sürüyor.” diyen Bakan Akar, laflarına şöyle devam etti:
“Oradaki ateşkeste kimi badireler yaşamakla bir arada şuana kadar Ruslarla olan münasebetimiz devam ediyor. Terörle uğraş Irak’ın kuzeyinde ağır bir halde devam ediyor. Geçtiğimiz günler Pençe-Kartal başladı. Oradaki Mehmetçik elinden gelen uğraşı gösteriyor. Çok güç hava ve arazi koşullarında yapılması gereken neyse yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Buradaki tek emelimiz teröristle uğraş ve sonlarımız ile halkımızın güvenliğini sağlamaktır. Buradaki en ince ayrıntı şu; bizim yaptığımız velev Suriye’nin kuzeyinde olsun velev Irak’ın kuzeyinde olsun Mehmetçiğin yaptığı tüm operasyonları birtakım mihraklar ‘Türkler, Kürtlere saldırıyor’ halinde lanse ediyor. Bu muhakkak yanlış. Mutlaka gerçek değil. Bu külliyen bir algı operasyonudur. Buna aldanmamak lazım. TSK‘nın ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hiçbir devir gayesinde Kürt kardeşlerimiz yoktur, olmaz, olamaz. Türkler ve Kürtler et ve tırnak üzeredir. Biz kardeşiz. Biz omuz omuza birlikte Çanakkale’yi yaptık, Ulusal Mücadeleyi yaptık. Artık de daima birlikte milletimizin güvenliği ve refahı için çalışıyoruz. Bunu ahlaksızlar, buradaki mücadeleyi sulandırmak, bu mücadeleyi çarpıtmak ve birtakım mihrakların heveslerini gerçekleştirmek için bir manevra olarak kullanıyorlar. Bu hususta bütün herkesin çok dikkatli olması lazım. Bunlara pabuç bırakmaması lazım.”
“Fransa başta olmak üzere birtakım devlet ve hükümetler kendi şahsi ihtiraslarını gerçekleştiremeyeceklerini anlayınca başları döndü”
TSK’nın Libya’daki faaliyetleri hakkında konuşan Bakan Akar, “Millet ulu orta konuşuyor, memleketler arası hukuktan bahsediyorlar, deniz hukukundan bahsediyorlar, yalan yanlış şeyler söylüyorlar. Oradaki bütün bulunuşumuz, 2010’da Cumhurbaşkanımız, Başbakan sıfatı ile gittiklerinde bir itilafın hazırlığı başlanıyor. Daha sonra Kaddafi idaresinin başına gelenler malum. Onlar ayrıldıktan sonra 2010’dan 2018’e kadar bir gecikme oluyor. 2018’de Cumhurbaşkanımızın talimatı ile kesim gidilip gerekli görüşmeler olduktan sonra Kasım 2019’da muahede imzaladık. Kiminle, Sarac hükümeti ile Sarac hükümeti kim; BM’nin tanıdığı Libya’daki hükümet. Münasebetiyle son radde legal bir faaliyette bulunuyoruz. Ayrıyeten Sarac şahsi mektubu ile Cumhurbaşkanımıza müracaatta bulunuyor, Başbakan sıfatı ile kara, deniz ve hava unsurlarımızı kendine yardımcı olmak üzere Libya’ya davet ediyor. Biz bu çerçevede oradayız. Biz buna karşın orada rastgele bir biçimde muhalif operasyon yapmıyoruz. Biz orada Sarac hükümetinin operasyonlarını yapan kendi silahlı güçlerine askeri eğitim işbirliği ve danışmanlık yapıyoruz. Bunların hepsi de her ortamda konuşulabilecek ve hiçbir halde saklayacak bir tarafımız yok. Konuşabilecek bir durumdayız ve bunların hepsini söylüyoruz. Biz orada yerin istikrarsızlaşmasında değil bilakis ortamın istikrar kazanması için elimizden gelen uğraşı gösterdik. Göstermeye devam edeceğiz. Maatteessüf Fransa başta olmak üzere birtakım devlet ve hükümetler kendi şahsi ihtiraslarını gerçekleştiremeyeceklerini anlayınca başları döndü. Sarhoş oldular ve son aşama tutarsız bir grup argümanlar ve hareketler peşindeler. Bunlar hiçbir biçimde çıkar yol değil. Bu artık yalan yanlış gerçek olmayan bir ekip tezler ortaya atıyorlar. Geçtiğimiz günlerde bir gemi konusu oldu. O hususta da biz bütün gördüklerimizi, bildiklerini ve kayıtlarımızı NATO’nın ilgili askeri makamlarına verdik. Onlar mevzuyu inceliyorlar. O hususta da ne kadar haklı olduğumuzu herkes tarafından bilinmesini istiyoruz. Vesair taraftan orada darbesi, Libya halkına karşı toplu mezarlar dahil her türlü cinayeti işleyen Hafter güçlerine karşı maatteessüf bir kısım kişilerin ve devletlerin hala suskun olması da son kademe dikkat çekicidir” biçiminde konuştu.
“Kıbrıs bizim ulusal meselemizdir”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ulusal sıkıntı olduğunu kaydeden Akar, “Diğer taraftan Ege’de ve Şark Akdeniz de haklarımızı korumak için Türk Silahlı Kuvvetleri olarak Mehmetçiğimiz elinden gelen çabası gösterdi, göstermeye devam ediyor. Kıbrıs bizim ulusal problemimizdir. Bu sıkıntının rastgele bir dönüşümü kelam konusu değil. Rastgele bir halde oldubittiye meydan vermeyeceğimizi, göz yummayacağımızı, Türkiye’nin içinde olmadığı hiçbir tahlilinde hayata geçemeyeceğini tekrar tekrar taraflara söylüyoruz. Bizim burada yaptığımız şeylerin bir tehdit olmadığını, hakkımızı ve hukukumuzu korumak olduğunu, denizle alakalı menfaatlerimiz olduğunu, bu mevzularda itilaflara saygılı olduğumuzu, görüşmeye açık olduğumuzu, diyalogdan yana olduğumuzu, iyi komşuluk bağlantılarından yana olduğumuzu tekrar tekrar söylememize karşın maatteessüf bahisleri çarpıtıyorlar. Konuşmaları çarpıtıyorlar. Kendilerince bir ekip tahakkuku imkansız amaçlar peşinde olmaya devam ediyorlar. Bunu bir çıkar yolu olmadığını tekrar tekrar kendilerine söz ediyoruz. Ama mevzuyu bilmeyen 3’üncü taraflara karşı öteki tarafların bilmeden bahse girmesi işleri güçleştiriyor. Biz ne olursa olsun her halükarda yerimizdeyiz, hakkımızı ve hukukumuzu koruyacağız. Bu azmi ve kararlılığı gösterirken, işbirliğini konuşmaya hazır olduğumuzu yeniden de söylüyoruz” dedi.
“Çeşitli bahaneler ile 4’üncü içtimayı geciktiriyorlar”
Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“3 içtima yapıldı, ikisi Atina’da, biri Ankara’da. Dördüncüsünün yapılması lazım. Çeşitli bahanelerle bu dördüncüyü geciktiriyorlar. Biz muhattaplarımızı sabırla davet ediyoruz. Bu asil milletin utanacak tarafı yok. Gelgelelim çok önemli bir propaganda, çok önemli bir algı operasyonu var. Onun biz külfetini yaşıyoruz. Onun dışında bütün her şey açık. Konuşmalarda 20 bizden, 20 onlardan gitti. Bunu herkes biliyor. Koyun masaya, gayriresmi olarak. Ancak resmiyete çıkınca herkes bir grup savlarla bizleri suçlamaya yeltenmiyorlar. Bu formülle başka memleketlerin üçüncü kez desteklemesiyle bir bölgelere varabilmeyi umuyorlar. Rastgele bir şey olduğunda onları yarı yolda bırakacaklarını söylüyoruz. münasebetiyle gelin oturup konuşalım, çalışalım diyoruz. Bizim buradaki tavizler konuşunda hassas olduğumuzu, bu hususlarda elimizden geldiğince sükunet sağlamaya çalıştığımızı tekrar tekrar söyledik, söylemeye devam ediyoruz. Lozan Ittifakı’ndaki hususlar var, bu hususları alanına getirin, adaları silahsızlandırın diyoruz. Bu mevzuda basınımıza çok iş düşüyor. Akademisyenlerimizin, siyasilerimizin çok işi var. Çok olağan gerçeklerin maatteessüf bilinmediği, anlatılamadığı, yaygın bir hale gelmediğinin üzüntüsünü yaşıyoruz. Bunların her ortamda bu devletin haklı menfaati olarak masaya konması gerektiğinin çok değerli olduğunu altını çizmek istiyorum. Provokasyonlara karşı arkadaşlarımızı ikaz ediyoruz. Rastgele bir biçimde ucuz kahramanlığa asla girmiyoruz. Sükunetle işimizi takip ediyoruz. Mutabakatlara uyulmasını, bu mevzuda da muhakkak taviz vermeyeceğimizi söylüyoruz. Kıbrıs konusunda sakın kendinize nazaran bir şeyler yapmaya çalışmayın, biz orada garantörüz. Öteki memleketler İngiltere ve Yunanistan garantörlüğünü kullanır ve ya kullanmaz o kendi bilecekleri iş. Biz kullanacağız ve biz orada olduğumuz sürece bizim oradaki soydaşlarımıza bir şey yapamazsınız. Bizim dediğimizin dışında da rastgele bir oldubittiyi denemeyin üzülürsünüz. Bu mevzuda da ne kadar kararlı olduğumuzu tekrar söylüyoruz. Burada sondaj ve arama faaliyetleri var, bunların her birinin herkesin anladığı lakin anlamak istemedikleri hukuksal temelleri var, akademik temelleri var, ekonomik temelleri var, mantıki izahları var. Bunları anlamak istemeyip, başka devletlerle muahedeler, kontratlar yapmak sureti ile şayet bizim geri adım atacağımızı zannediyorsanız yanılıyorsunuz diye söylüyoruz.” – KAYSERİ
Kaynak: İHA
Haberler.com
