BAĞIRSAKLARDAKİ yararlı bakterileri arttıran kefir ayrıyeten makûs kolesterolü düşürme, tansiyonu dengeleme üzere tesirlere de sahip. Kefirin Kuzey Kafkasya‘da hastalıkların tedavisinde alternatif olarak kullanılan fermente bir içecek olduğunu söz eden Mikrobiyolog Öğr. Gör. Dr. İpek Ada Alver bedeni bakteri ve virüslerden muhafazada tesirli olduğunu söyledi.
Altınbaş Üniversitesi’nden Mikrobiyolog Öğr. Gör. Dr. İpek Ada Alver, süt ve kefir tohumlarının mayalanması sonucu kimi faydalı bakteri ve maya cinslerinin meydana gelmesiyle oluşan kefirin, kalp-damar ve mide-bağırsak sıhhatine yararları ve kanser oluşumunu engellemesinin yanında immun (bağışıklık) sistemi güçlendirmesi bakımından çok değerli olduğunu vurguladı. Dr. İpek Ada Alver, “B1, B12 ve K2 vitamini, kalsiyum, magnezyum, biotin, folik asit, amino asitler bakımından güçlü olan kefir, bilhassa bağırsaktaki faydalı bakterilerin artışına neden olarak bu bakterilerin bedene dışarıdan giren ya da bedende oluşan mikroorganizma ve tümör hücreleri üzere yabancı hususlarla savaşmasına yardımcı olur dolayısı ile bağışıklık sistemini güçlendirmektedir” dedi.
ANNE SÜTÜNE EN YAKIN BESİN
Kefirin, bağışıklık sistemini yüksek oranda güçlendirici ve pek çok hastalıktan gözetici faktörleri içeren anne sütüne yakın bir besin olduğunu belirten Mikrobiyolog Dr. İpek Ada Alver, şu bilgileri paylaştı: “Özellikle doğumdan sonra birinci yarım saat içerisinde yüksek oranda immunoglobulinleri içeren birinci süt dediğimiz kolostrum süt verilen ve mümkünse 2 yaşına kadar emzirilen bebeklerde ilerleyen yaşlarda hastalığa yakalanma oranında azalmalar görmekteyiz. Anne sütünün içeriğinde; karbonhidrat, protein ve yağ üzere besleyici faktörlerin yanında, B6, B12, C, D, E, K, folat vitaminleri başta olmak üzere pek çok vitamin, sodyum, potasyum, çinko, demir, magnezyum üzere mineraller bulunmakta ve bedenin gereksinimi olan tüm bileşenleri içermektedir. Kefirin içeriğinde de misal yapılar olduğundan, çeşitli nedenlerden ötürü anne sütü alamayan çocuklarda kesinlikle anne sütüne muadil olan mesken imali kefir tüketilmelidir. Birebir vakitte kefirde laktoz oranı düşük olduğu için laktoz intoleransı olan bireylerde de inançla kullanılabilmektedir.”
“PANDEMİ PERİYODUNDA OKULA GİDEN ÇOCUKLAR KEFİR İÇMELİ”
Türkiye’de yüz yüze eğitimin pek çok kademede hayata geçirildiğini ve maske, ara, el yıkamanın yadsınamaz ölçüde tesirli olsa da bağışıklık sisteminin koronavirüse yakalanmada değer taşıdığını belirten Dr. İpek Ada Alver, “Çocuklara maske, uzaklık ve el yıkama eğitimleri vermenin yanında doğal besinlerle beslenmelerine ve kefir tüketmelerine de itina gösterilmeli. Kefir, aslında bir nevi profilaktik (hastalığın oluşumunu engelleyici) tedavide kullanılan ek besin ve konutta üretimi da en kolay ve en ucuz fermente eserlerden. Bağışıklık sistemini güçlü tutan kefir, koronavirüs de dahil olmak üzere başka bakteriyel, viral ve paraziter enfeksiyonlara yakalanmayı önlemede yararlı olacaktır. Ancak şu noktaya da dikkat çekmek isterim ki, nasıl olsa kefir tüketiyoruz koronavirüse yakalanmam diye önlem ve tedbirleri asla elden bırakmamalıyız. Unutulmamalıdır ki kefir, koronavirüsü tedavi etmez bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden hastalıklara yakalanma oranını azaltabilir” dedi.
YARARLARI NELER?
Altınbaş Üniversitesi Öğr. Vazifelisi Mikrobiyolog Dr. İpek Ada Alver kefirin yararlarını şöyle sıraladı:
-Bağışıklık sistemini güçlendirir.
-Özellikle berbat kolesterolü düşürerek kanda pıhtılaşmayı ve tıkanmayı azaltır, tansiyonu istikrarlar ve kalp-damar sistemi üzerinde iyileştirici tesiri mevcuttur.
Kanı temizler.Bağırsaktaki faydalı mikroorganizmaların üremesini sağlar.Antitümoral tesiri sayesinde kanser hücrelerinin oluşmasını engellemeye yardımcı olur.Vitamin eksikliğini mahzurlar.Antioksidan tesiri sayesinde güç verir ve genç kalmayı sağlar.
Gastrointestinal sistem hastalıklarının ve laktoz intoleransının oluşmasına mahzur olur.”
– İstanbul
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Haberler.com
