Bosphorus Film Lab çevrim içi etkinlikleri kapsamında “Yapımdan Dağıtıma Film” konulu panel düzenlendi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünün katkıları, Global İletişim Ortağı Anadolu Ajansının destekleriyle düzenlenen “8. Boğaziçi Film Festivali”nin endüstri bölümü Bosphorus Film Lab, çevrim içi etkinlikleriyle başladı.
Festivalin YouTube hesabından canlı yayınlanan, sinema sektörünün yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını öncesindeki ve bugünkü durumunun ele alındığı paneli yapımcı Müge Özen yönetti.
TRT Ortak ve Dış Yapımlar Müdürü Faruk Güven, 12 Punto TRT Senaryo Günleri’nin yapımcılar için yeni bir fon ya da finans kaynağı olduğunu belirterek, “Sadece fon değil bir nevi ortaklık, yani biz gerçekten de projenin ortağı oluyoruz.” dedi.
Güven, 12 Punto öncesinde de TRT’nin çeşitli projelere ortak yapımcı olduğunu, örneğin 2017’de destek olunan ortak yapımlardan bazılarının bu yıl Boğaziçi Film Festivali’nde de yarıştığını söyledi.
Film alımlarının genelde TRT 1 ve TRT 2 kanalları için yapıldığını belirten Güven, “TRT 2 kültür sanat kanalı, dolayısıyla daha farklı misyonları var. Daha çok festivallerde gördüğümüz Türkiye’de başarılı olan filmler tabii ki alanımıza giriyor. Festival başarısı, festivaller dolaşması, ilgi çekici bir konu olması, tür açısından yeni bir arayış içerisinde olması gibi kriterler de var. TRT 1’de ise ana akım, gişe başarısı olan ve bazı özel konuları ele alan filmler tercih ediliyor.” ifadelerini kullandı.
“Sinemanın rakibi dijital platformlar değil online yaşam”
TME Film Finans ve Dağıtım Direktörü Orhan Taşdemir, Kovid-19 tedbirleri dolayısıyla sektörde yaşanan sıkıntılara değindi.
Dijital platformların yapımcılar için bir şans olduğunu dile getiren Taşdemir, “Orada farklı mecralar devreye giriyor ve yapımcılar filmlerini daha kolay satabiliyor ama sinema işletmecileri için dijital platformlar ciddi anlamda rakip.” değerlendirmesini yaptı.
Taşdemir, salgının sadece bir sağlık sorunu olmadığını beraberinde ekonomik etkilerinin de olduğunu vurgulayarak, “Bütün sektörler gibi sinema sektörü de etkilenecek. Kaldı ki sektörde bir sermaye sıkıntısı, finansman kaynağı sıkıntısı var. Yaklaşık bir yıl sinemalar tam kapasiteli açılmadı. Ben dijital ya da online yaşamın sinemaya bir alternatif olduğunu düşünüyorum, pandemi de bu süreci hızlandırdı. Sinemanın rakibi ya da alternatifi dijital platformlar değil aslında online yaşam. Yani siz artık yiyeceğinizi, kıyafetinizi, kitabınızı bütün ihtiyaçlarınızı online olarak karşılıyorsunuz ve şimdi bütün sektörler buna kaymışken sinema işletmecilerinin bundan etkilenmiyor olmasını beklemek doğru değil.” diye konuştu.
“Televizyon kanalları film yapımına daha çok destek olmalı”
Bir Film ve Başka Sinema Genel Müdürü Ersan Çongar, film yapımına sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı ile TRT’nin destek verdiğini, Türkiye’de çok sayıda televizyon kanalı olmasına rağmen film yapımına destek verilmediğini söyledi.
Özel televizyonların da filmleri yapım sürecinden itibaren destekleyebileceklerini dile getiren Çongar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Televizyon kanallarının her gün dizi göstereceklerine bir miktar da filmlere yer vermeleri gerektiğini düşünüyorum. Pek çok kanalın film yapımına daha çok destek olması, dizilere harcayacakları bütçenin ufak bir kısmını film yapımına destek olarak ayırmaları sektörün daha sağlıklı büyümesi için olumlu bir sonuç getirecektir, maalesef bu yapılmıyor.”
Seyircinin tekrar sinemayla ne zaman barışacağına dair ciddi soru işaretleri bulunduğuna işaret eden Çongar, “Sinema sektörü, sinema salonu bazında maalesef küçülmek zorunda kalacak gibi görünüyor.” dedi.
Çongar, insanların alışkanlığının dijitale kayacağı yönündeki görüşe tamamen katılmadığının altını çizerek, “Sinema, 125 yıllık tarihi boyunca çok çeşitli krizler atlatmış, hepsini atlatmış ve insanlar sinemaya gitmeye devam etmişler. 2020 sinemanın kara yıllarından biri olacak, sadece Türkiye’de değil bütün dünyada bu böyle.” ifadesini kullandı.
Dünya genelinde sinema hasılatlarında çok ciddi düşüşler yaşandığını anımsatan Çongar, “Pandemi bittiği noktada büyük ihtimalle seyirci içerikleri izlemek için filmleri izlemek için sinemaya geri dönecek. Bu anlamda umutsuz değilim, sinemanın bir geleceği var ve insanlar sinemaya dönecek. Tabii ki dijitalin büyümesi hızlandı, bu kesin bir gerçek.” değerlendirmesini yaptı.
Bağımsız sinema ve ana akım modellerindeki değişimlerin yanı sıra film yapımından dağıtımına günün dinamiklerinin yapımcı ve dağıtımcı gözünden değerlendirildiği panel yaklaşık 1 saat sürdü.
Bosphorus Film Lab etkinlikleri, yerli ve yabancı konukların dijital platformlar üzerinden katılımcılarla buluşacağı film gösterimi, panel, sunum, söyleşi ve canlı yayın sohbetleriyle ekim sonuna kadar devam edecek.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Ahmet Esad Şani
Haberler.com