AK Parti Genel Lider Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, CHP’den istifa eden avukat Mustafa Kemal Çiçek’in partiye yönelik açıklamalarının “manidar” olduğunu belirterek “Kendi iç hesaplaşmalarının dışarıya sızan kısmı bu kadarsa içeride neler olduğunu düşünmek bile istemiyorum.” dedi.
Karaaslan, AHaber televizyonunun canlı yayınında gündemi kıymetlendirdi, soruları yanıtladı.
Karaaslan, İsrail polisinin işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Kent bölgesindeki Mescid-i Aksa’da cemaate yönelik saldırısını kınadı.
CHP’den istifa eden avukat Mustafa Kemal Çiçek’in CHP’ye yönelik açıklamalarına ait görüşleri sorulan Karaaslan, CHP kanadından her geçen gün yeni bir açıklama ve istifa haberlerinin geldiğini söyledi. İstifaların akabinde da CHP’nin iç dünyasıyla ilgili kamuoyu ile gerçeklerin paylaşıldığını belirten Karaaslan, “Biz, uzun vakittir CHP’nin palavra siyaseti üzerinden, Türkiye siyasetinde kimi tartışmaların yürüdüğünü gözlemliyoruz lakin sanırım bilhassa partiden istifa edenler, parti ile bağlarını koparanlar, bu gerçekleri açıklamaya devam edecekler.” diye konuştu.
CHP’nin daima 128 milyar doları lisana getirdiği belirtilerek “Yolsuzluklara kılıf mı olmaya başladı artık 128 sayısı?” sorusuna Karaaslan, şu cevabı verdi:
Türkiye’de siyaset yapmanın önemli ve değerli bir iş olduğunun altını çizen Karaaslan, şöyle devam etti:
“Böyle değerli bir alanı temsil ettiğini söyleyen takımlarında günü kurtarmak için uydurulan birtakım palavralar üzerinden, hatta kamuoyunda hiçbir karşılığı olmasa bile bunu tekrar ederek ‘Acaba bir yer edindirir miyiz?’ üzerinden siyaset yapmaları, her şeyden evvel hem anlaşılabilir değil hem de kamuoyu ve halk nezdinde hiçbir vakit karşılık bulamayacaktır. CHP’nin çok yıllık başarısızlığının ardında esasen bu strateji yatmaktadır. Burada ‘128 milyar dolar nerede?’ diyerek pankartlar açmak, bunu gün içerisinde bütün farklı ağızlar tarafından tekrar edilmesini sağlamak, Türkiye gündeminde her ne bahis olursa olsun ki birden fazla vakitte memleketler arası gündemde Türkiye’yi ilgilendiren mevzuları olsa bile onları yok farz edip, görmezden gelip 128 milyar dolar problemi üzerinden bir algı oluşturmaya çalışmanın hiçbir karşılığı olmadığını görüyoruz, görmeye devam edeceğiz. Fakat bugün kendi içlerinden çıkan isimler bilhassa CHP’nin avukatlığını yapmış, parti üyeliğinden istifa etmiş bir ismin 650 milyon Türk lirasının nereye ödendiğini sormuş olması manidar. Zira CHP’nin avukatından bahsediyoruz. Muhtemelen husus yargıya gidecek lakin kendi iç hesaplaşmalarının dışarıya sızan kısmı bu kadarsa içeride neler olduğunu düşünmek bile istemiyorum.”
Karaaslan, Türkiye’de son periyotta ortaya çıkan kimi anket şirketlerinin algı operasyonlarının merkezi olduğunu ve bu paranın anket şirketlerine gitmiş olup olamayacağına ait soru üzerine “Bunu vakit gösterecek, hakikatler çıkacak ortaya. Aslında avukatın da üstüne bastığı ya da altını çizdiği konu biraz da bu. Bu CHP’nin kendi içiyle ilgili bir sıkıntı ancak bunun dışında CHP’nin Türkiye problemlerine dair bakış açısını anlamamız açısından da değerli olduğunu düşünüyorum.” dedi.
“Türkiye’de siyaset içtenlikle yapılır”
Karaaslan, gündemde Türkiye’nin menfaatlerini, önümüzdeki periyot vizyonunu içeren projeleri içeren her şeye karşı durmanın “bir muhalefet etme yöntemi” olmadığına dikkati çekti. Kanal İstanbul Projesi’nin Türkiye’nin gelecek devirdeki en kıymetli ve en stratejik projesi olduğuna işaret eden Çiğdem Karaaslan, şöyle konuştu:
“Burada da çok kısa sloganvari, bu türlü motto olabilecek formda birtakım yorumlarla bu projeleri, bu Türkiye’nin sahiden önümüzdeki devirde gücüne güç katacak kıymetli ataklarını karalama eforu CHP’nin yaptığı. Karşılık buluyor mu? Bunun karşılıklı bulmadığını da gerçi bilmiyorum lakin o çok kıymet verdikleri anketlerde sanki görüyorlar mı? Gördükleri görüntünün şayet gerçekleri yansıtıyorsa hüsran olduğunu söylemek zorundayım. Zira Türkiye’de siyaset içtenlikle yapılır. Bugün Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı bu kadar sevilen de bu kadar desteklenen bir önder olmasına vesile olan en kıymetli özelliği içtenlikle gerçekleri uygulamasıdır.”
Türkiye’nin son 19 yılda gördüğü ve alıştığı siyaset yapma şeklinin bu olduğunu lisana getiren Karaaslan, “O yüzden CHP’nin şu anda içinde bulunduğu durum gerçekten kendi açılarından da maalesef Türkiye’deki muhalefetin geldiği noktayı göstermesi bakımından da çok hüsran verici bir durumdur. Yani gerçekten sığ sularda siyaset yapmaya çalışma gayreti devam etmekte CHP’de. Maalesef ve bu özelliklerinden hiç vazgeçmiyorlar.” diye konuştu.
“Türkiye’nin ulusal menfaatlerini görmezden gelen bir CHP var karşımızda”
Karaaslan, CHP’de yaşananların CHP tabanına nasıl yansıdığına ait soru üzerine ise şunları kaydetti:
“CHP’nin içindeki bu rahatsızlığın yalnızca yönetici takımlarında olduğunu asla düşünmüyorum. CHP’ye oy veren, gönül veren, temsil ettiği pahalar üzerinden bugüne kadar takviye veren vatandaşların bugün o bedelleri temsil etmediğini açık açık artık söylediklerine şahitlik ediyoruz. Yani bilhassa Türkiye’nin ulusal ve manevi bedellerine karşı yapılan taarruzlara sessiz kalan bir CHP var karşımızda, Türkiye’nin ulusal menfaatlerini görmezden gelen bir CHP var karşımızda. Tek varlık nedenleri Cumhurbaşkanımız, Genel Liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti takımlarının vazifeden gitmesi olan bir iştirakin modülü olan bir CHP var. Münasebetiyle kendi bedelleri ile bağdaşmayan bir CHP var, işte o nedenle ben tabanda da bu kopuşun şu anda çokça duyuyoruz, kamuoyunda bunu görüyoruz, izliyoruz, yönetici takımlarındaki eski milletvekillerindeki istifaları görüyoruz ve bence önümüzdeki periyotta yakın vadede süratle görmeye de devam edeceğiz.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Yıldız Nevin Gündoğmuş
Haberler.com
