TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komitesi Lideri ve AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, “15 Temmuz başarılı olsaydı Türkiye’nin hangi durumla karşı zıdda kalacağını hepimiz az çok kestirim edebiliyoruz. Bu bir işgal teşebbüsüydü, yalnızca bir darbe teşebbüsü değildi.” dedi.
Çavuşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleşen darbe teşebbüsünün, tarihin gördüğü en büyük ihanetten bir tanesi olduğunu belirtti.
Yıllarca kişilerin çeşitli kıymetlerini istismar ederek, devletin çeşitli organlarına yuvalanan hain terör örgütü üyelerinin bir gece, milletin ve devletin birlik ve bütünlüğü için kendisine emanet edilen tankı, topu, tüfeği, uçağı bizatihi milletin kendisine çevirerek büyük bir hainlik içerisine giriştiğini anımsatan Çavuşoğlu, “Şükürler olsun ki bu ihanet teşebbüsü, muvaffakiyete kavuşmamıştır ve netice itibarıyla Türkiye, çok büyük bir karanlık gelecekten kurtarılmıştır.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, darbe teşebbüsünün yaşandığı gece yaşadıklarını da anlattı.
15 Temmuz gecesi Ankara’da olduğunu ve uçakların alçaktan uçuş yaptığını görünce de hadisesi televizyon ekranları ile kendisine gelen iletilerden anlamaya çalıştığını söyleyen Çavuşoğlu, FETÖ’nün bir teşebbüste bulunduğunu öğrendikten sonra konutundan çıkarak birinci olarak AK Parti Umum Merkezi’ne, daha sonra da TBMM’ye geçtiğini ve Meclis çalışmalarına katıldığını lisana getirdi. Çavuşoğlu, “Arkadaşlarımızla Meclise gitmek üzerine bir karar aldık. O gece hem milletvekili arkadaşlarımız hem bakanlarımızın bir kısmı Meclis’teydik. O devir Meclis Liderimiz olan Sayın İsmail Kahraman’ın Meclis Umum Heyetini açması ve çalışmaya başlaması, aslında nirengi noktalarından birisi olduğunu düşünüyorum.” dedi.
“Darbe teşebbüsü değil, işgal girişimiydi”
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın o gece milleti ortamlara ve darbeye karşı direnmeye davet etmesiyle birlikte bu sürecin akamete uğraması için herkesin el birliğiyle gücünü ortaya koyduğuna da vurgu yaptı.
15 Temmuz’da verilen uğraşla 2. bir kurtuluş uğraşının kazanıldığına dikkati çeken Çavuşoğlu, şu sözlere nokta verdi:
“15 Temmuz başarılı olsaydı Türkiye’nin hangi durumla karşı zıdda kalacağını hepimiz az çok iddia edebiliyoruz. Bu bir işgal teşebbüsüydü, yalnızca bir darbe teşebbüsü değildi. Çok şükür ki başta necip milletimiz ve Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Başbakanımız, TBMM ve vatansever güvenlik güçlerimiz daima birlikte topyekun bu hain teşebbüsü akamete uğrattı. Vakit devir bununla ilgili bana sorulan sorulara, ‘Bu geceyi unutursam kalbim kurusun.’ diyorum. Ne yazık ki Türkiye’de birtakım şeyler çok çabuk unutuluyor, bunun unutulmaması gerekiyor. Unutulmaması için de hem TBMM’nin, hem devletimizin başka organlarının ve halkımızın her kezinde 15 Temmuz’ları anması, bu günün Ulusal Birlik ve Demokrasi Bayramı olarak kutlaması gerektiği kanısındayım.”
“AB, ikircikli tavrını 15 Temmuz’da bir defa daha gösterdi”
15 Temmuz gecesi, başta ABD ve Avrupa Birliği (AB) memleketleri olmak üzere birçok memleketin sessiz kaldığını ve sabırla sonucunu beklediklerini müşahede ettiklerini belirten Çavuşoğlu, bu devletlerin anlık bir bir reaksiyon vermediğini, demokrasi tarafında olmadıklarını gördüklerini söyledi.
Çavuşoğlu, AB’nin, insan haklarını, demokrasiyi siyasi bir araç ve dış siyaset argümanı olarak yıllardır kullandığını bu vesileyle de gördüklerini vurgulayarak, laflarını şöyle sürdürdü:
“AB’nin bu yaklaşımını Sisi’yi al halılarda karşılarken de görmüştük. AB, buradaki ikircikli tavrını bir sefer daha gösterdi. Garp, demokrasi ve insan hakları konusundaki samimiyetini hem milletimiz nezdinde hem de sair demokrasi ve insan hakları ihlallerinin yaşandığı mekanlardaki mağdurların nezdinde bir sefer daha sorgulatmış oldu.
AB’den ve ABD’den bu manada ehliyetli desteği görmediğimizi tabir etmemiz gerekiyor. Devam eden süreçte Türkiye’den kaçıp giden, FETÖ’nün darbe teşebbüsüne gerek fikri gerekse fiili olarak karışmış insanların AB nezdinde de çeşitli temaslarını görüyoruz, onların itinayla kabullerini görüyoruz ve hasebiyle onların ortaya attığı tez ve tezler üzerinden Türkiye’ye karşı bir yaklaşım ortaya koyduklarını hala görüyoruz. Bunları kabul etmek mümkün değil. Lakin AB’yi de batıyı tanıyoruz. Türkiye laf konusu olunca farklı bir bakış açısının ortaya çıktığını, kendileriyle ilgili mevzularda farklı bir bakış açısının var olduğunu görüyoruz.”
“O gün, bir biçimde suikasta maruz bırakılmak istenen Erdoğan’dı”
Memleket içindeki muhalefet anlayışının da 15 Temmuz’a bir siyasi rant penceresinden ya da “Tayyip Erdoğan karşıtlığı” üzerinden tahkim olunan bir çerçeveden yaklaştığını söz eden Çavuşoğlu, “15 Temmuz’da sorunumuz Türkiye idi. Bunu unutmamamız gerekiyor. Unutulmaması gereken bir şey daha var ki; o gün, bir formda likidasyon edilmek istenen, suikasta maruz bırakılmak istenen de Tayyip Erdoğan’dı. Bunları göz gerisi etmeden, yapılan bu savaşa herkesin destek vermesi lazım.” halinde konuştu.
CHP Umumî Yöneticisi Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 15 Temmuz hain işgal teşebbüsünü görmeyerek, bu darbeye yeltenenleri, yapanları bünyeden söküp atmak için 20 Temmuz itibarıyla ilan edilen OHAL’e ait geliştirdiği söylemlerin emel saptırmak olduğunu lisana getiren Çavuşoğlu, bu söylemlerin bir tarafta dolaylı da olsa FETÖ’ye omuz vermek mealine geldiğini belirtti.
Çavuşoğlu, şu değerlendirmede bulundu: :
“Her şey milletimizin gözleri önünde cereyan etti, binaenaleyh bunlara prim vermediğini de biliyoruz. Türkiye’yi yönetmek ismine ortaya çıkan muhalefet anlayışının bu denli Türkiye’nin önünde konumlandığını görmek en büyük üzüntü kaynağımız. Milletimizin bir biçimde buna prim vermediğini aslında sandıkta da görüyoruz, bundan sonra da vermeyecek.”
“Artık her şeyi göze almak zorundalar”
Devir zaman dillendirilen darbe tezlerine da yan veren Çavuşoğlu, “Milletimizin yüreğinde, merhum Adnan Menderes ve iki bakan arkadaşının asılmasından bu yana, ‘Neden karşı çıkmadık, neden buna boyun eğdik’ diye mütemadi içten içe kendisini kemiren pişmanlığı var. 15 Temmuz’da milletimiz, güçlü bir başkanın kelamı önünde nasıl bir reaksiyon vereceğini bize gösterdi. Bazen faal ve yetkili ağızlardan da maatteessüf darbe sözünün kullanılmasının farklı olduğunu söz etmek isterim. Türkiye’de bu işe yeltenecekler, artık her şeyi göze almak zorundalar.” sözünü kullandı.
“Demokratik ve yasal çerçevede değerlendirmesi yapılıyor”
15 Temmuz şehitleriyle ilgili hem hükümetin hem parlamentonun üzerine düşeni yapmak için her şeyi ortaya koyduğuna işaret eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Bu süreçte birtakım problemlerin ortaya çıkması neticesinde OHAL Encümeni ihdas edildi. Bu encümene yaklaşık 126 bin civarında müracaat oldu. Bu encümen üzerinden neredeyse tamamına yakını müracaatlarını yaptı ve şu anda artık çok büyük bir kısmıyla ilgili incelemeler, detaylar gerçekleştiriliyor. Biz de TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komitesi olarak süreç içerisinde OHAL Encümenine gittik, orada incelemelerde bulunduk, onları dinledik, süreci takip ettik. Son radde demokratik ve yasal çerçevede bunların değerlendirmesinin büyük bir titizlikle gerçekleştirildiğini görüyoruz.”
Kaynak: AA
Haberler.com
