Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, online olarak gerçekleştirilen Ankara Sanayi Odası Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’nda konuştu. Türkiye’nin pandemi sürecini muvaffakiyetle yürüttüğünü belirten Elvan, yıl sonuna kadar 50 milyar liralık daha dayanak takviye yapılması beklendiğini söyledi.
Bakan Elvan’ın konuşmasından öne çıkan satır şöyle:
Salgın tedarik süreçlerinde tek bir merkeze bağlı olmanın sakıncalarını açıkça ortaya koydu. Çok uluslu şirketler kendilerine yeni üretim merkezli merkezler arıyorlar. Almanya, ABD ve Güney Kore üzere ülkeler devasa yatırımları hayata geçiriyorlar. Bu türlü bir konjonktürde erken harekete geçen fırsatları en iyi biçimde pahalandıran hatta kendi fırsatını kendi oluşturanlar salgın sonrası devrin kazananı olacaklar. İktisat ıslahat programını bu gayeyle hazırladık.
İktisattaki tüm aktörler için öngörülebilirliği ve inancı daha da artıracak adımları ortak adımla belirledik. Bu adımların haya geçmesi için tüm paydaşlarımızla ağır bir mesai yürütüyoruz. Türkiye pandemi sürecini muvaffakiyetle yürütüyor. Uyguladığımız siyasetlerle toplum sıhhati ve ekonomiyi ayakta tutacak önlemlere ehemmiyet veriyoruz.
“DESTEKLERİN YIL SONUNA KADAR 191 MİLYAR LİRAYA ULAŞMASINI BEKLİYORUZ”
Sunduğumuz dayanakların fiyatı 141 milyarı aşmış durumda. Yıl sonuna kadar 191 milyar liraya ulaşmasını bekliyoruz. Kullandırılan ve ertelenen kredilerde ise 524 milyar liralık bir kaynak harekete geçti. Yükselen ekonomilerde çizgi üstü ve çizgi altı dayanakların fiyatı Türkiye’de yüzde 13. Böylesine şiddetli bir devirde üretim ve ticarette süreklilik devam ettiyse kısa çalışma, işsizlik ödeneği, nakdi fiyat ve olağanlaşma takviyesinin büyük hissesi var. Sanayicilerimize verilen dayanaklar epey kıymetli. Endüstrinin ayakta kalmasında kısa çalışma ödeneğinin inanılmaz bir katkı sağladığını söz etmek istiyorum.
9.5 milyon vatandaşımıza 55 milyar liralık dayanak sunduk. Bayan ve genç istidamı olmak üzere iş gücü piyasalarını canlandırmak en temel önceliğimiz olmaya devam edecek. Fiyat istikrarının sağlanması ve cari açığın denetim altında tutulması iktisat siyasetlerimizin ortasında yer alıyor.
“ENFLASYON SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMENİN ÖNÜNDEKİ EN TEMEL ENGEL”
Enflasyon nitelikli ve sürdürülebilir büyümenin önündeki en temel manidir. Enflasyonla çabayı bu ülkenin refahı için kazanılması gereken bir savaş olarak görüyoruz. Para, maliye, finansal dal ve yapısal politikalarımız ahenk içinde hareket ediyor. Bakanlık olarak enflasyon ataletini engellemek hedefiyle yönetilen ve yönlendirilen eser ve hizmet fiyatlandırmasını enflasyon hedeflemesi siyasetine uyumlu bir formda yürütüyoruz. Üretici ve tüketici ortasında artan makas bizleri epey rahatsız ediyor. Üretici fiyatlarının süratli yükselişinde döviz kuru geçişkenliği ve artan global emtia fiyatları temel bir rol oynuyor. Global salgından yalnızca Türkiye etkilenmiş değil tüm dünya etkilendi.
Mart, nisan, mayıs aylarında kovide yakalanan hastalar hastaneye alınamıyordu. Bu problemleri Türkiye olarak yaşamadık. Kusursuz sıhhat sistemi ve sıhhat altyapısı sayesinde gerçekleştirdik. Gelişmiş ve gelişmekte olan sorunların hiçbirini vatandaşımıza yaşatmadık. Yakın vakitte kuracağımız fiyat istikrarı komitesi enflasyon üzerinde risk oluşturan arz şoklarına karşı tahlil teklifleri geliştirmeye yönelik olacak. Bu komite Merkez Bankası siyasetlerinin yerini almayacak tersine MB uygulanan siyasetleri tamamlayan bir işlev üstlenecek.
İmalat sanayiinin ülke iktisadı için taşıdığı pahanın farkındayız. Geçtiğimiz yıl 1.8 büyüme performansında imalat endüstrinin katkısı yüzde 28 oldu. 2021 birinci çeyrek büyümenin yüzde 30’unu imalat sanayi sırtladı. Salgınla birlikte dünya genelinde gerçek kesimde de borçluluk oranları kayda bedel bir artış gösterdi. Türkiye’de gerçek dalın borçluluk oranı gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ortalamalarının altında olduğunu görüyoruz. Ülkemizin dışa açıklığı sayesinde gerçek kesim döviz açık konumlarını yönetme kabiliyetine sahip. Gerçek dal 2018’den bu yana döviz açık durumunu azaltırken kısa vadede ise fazla veriyor.
“SOMUT VE YAPAN BİR SİYASET GÜNDEMİMİZ VAR”
Endüstrimizin gereksinimlerini karşılamada finansman, beşeri sermaye, vergilendirme, yatırım ortamının iyileştirilmesi alanlarında çok somut ve yapan bir siyaset gündemimiz var. İktisat Islahat Programı’nda finansal kesimi daha da güçlendirecek siyaset önlemlerine yer verdik. Böylelikle gerçek bölümün finansmana erişimini kolaylaştırmış olacağız. Bankacılık kesimini daha da geliştirecek adımların yanında faizsiz finans sistemi ve sermaye piyasalarını daha da derinleştirecek siyasetleri hayata geçireceğiz. Bu alandaki çalışmaları kıymetli ölçüde tamamladık. Bankalarda firma rehabilitasyonları için tekrar yapılandırma üniteleri kurmalarını teşvik ediyoruz. Bankacılık kesimimizin teminata dayalı klâsik kredilendirme yaklaşımlarının da ötesine geçip risk idaresine dayalı finansman uygulamalarını yaygınlaştırmasını bekliyoruz.”
Haberler.com
