Yüksek tansiyona bağlı böbrek yetmezliği çeken ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sıhhat, Uygulama ve Araştırma Hastanesinde organ nakli gerçekleştirilen hastanın ameliyat sonrası birinci işi, nakil bekleyen hastalar için organ bağışı taahhüdünde bulunmak oldu.
ÇOMÜ Organ Nakil Merkezi Müdürü Prof. Dr. Cabir Alan, AA muhabirine, 51 yaşındaki müzisyen Uğur Çevikaslan’ın böbrek nakli süreci hakkında bilgi verdi.
Çevikaslan’ın 5 yıl yapılan ilaç tedavisinin yetersiz kalması nedeniyle diyalize girdiğini belirten Alan, şöyle devam etti:
“Hastamız böbrek yetmezliği nedeniyle büyük külfetler çekiyordu. Diyaliz sürecinin akabinde nakil için müracaatlarda bulunuyor. Bu müddet zarfında İstanbul’dayken değişik merkezlere böbrek nakli için müracaatını yapıyor fakat olağan büyük kentler ve ağır insan kalabalığından ötürü sıra kendisine gelmiyor. Sonra toplumsal medyadan ve tanıdıkları vasıtasıyla merkezimize ulaşıyor. Bir yıl evvel kaydını yaptık ve birinci uygunluk testi kendisine çıkınca da böbrek naklini gerçekleştirdik. Uğur beyin şu anda ameliyatının üçüncü gününde ve idrar çıkışı iki litre civarında. Tüm bedelleri olağanlığa yaklaşmış durumda. Hastamız çok rahatladı. Ameliyat sonrası birinci işi, öteki nakil bekleyen hastaların sıhhatine kavuşması için organ bağışı yapmak oldu.”
Prof. Dr. Alan, hastanın organ nakli sürecinde büyük badireler yaşadığını, mesleğini icra edemediğini aktardı.
Çevikaslan’ın toplumsal hayatının, aile yaşantısının da olumsuz etkilendiğine değinen Alan, “Düşünün haftada üç gün diyalize giriyorsunuz, sonraki gün savaştan çıkmış üzere yorgun argın yaşamaya devam ediyorsunuz. Doğal bu türlü bir hayatı hiç kimse istemez. Kendisi bu ezayı yaşadığından bağışta bulundu. Biz de gerekli süreçleri yaptık. Hassaslığı için ayrıyeten kendisine teşekkür ediyorum.” dedi.
“Kullanılabilecek tüm organlarım nakil bekleyenlere feda olsun”
Birtakım ünlü sanatkarlarla yıllardır müzisyenlik mesleğini sürdüren Uğur Çevikaslan ise insan sıhhatinin ne kadar değerli olduğunu bir defa daha anladığını vurguladı.
Diyalizin kendisi için makineye bağlı bir ömür manasına geldiğini tabir eden Çevikaslan, şunları anlattı:
“Bir insanın her gün makineye bağlı olması, haftada üç gün bağlı olması, dörder saat o yatakta kanının değişmesi, tekrar kanının alınması çok güç. Ondan sonra tekrar hayatını idame ettirmesi çok güç fakat kısmetmiş, nasipmiş nakil oldum. Bütün hastalara şifa diliyorum. Birinci evvel bana bağışta bulunan çok değerli rahmetliye ve ailesine teşekkür ediyorum. Allah yerini cennet eylesin. Ondan sonra olağan Allah’ın yardımıyla değerli hocamız çok başarılı bir ameliyat yaptı. Allah başımızdan bu türlü hocaları eksik etmesin. Çok minnettarım kendisine. Atatürk’ün dediği üzere ‘Beni Türk doktorlarına emanet edin.’ Var mı bizim doktorlarımızdan daha hoşu?”
Organ bağışının değerine dikkati çeken Çevikaslan, nakil sonrası sağlıklı bir formda hayata döndüğü için çok memnun olduğunu belirtti.
Sıhhatine yine kavuşunca birinci işinin bağış taahhüdünde bulunmak olduğu bilgisini veren Çevikaslan, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Allah nasip ederse benim içimdeki bütün uygun olan ve gereksinim sahiplerine ne yarayacaksa organlarımı bağışlıyorum. Ben bunun acısını çektim ve bir kişi bana can verdi, tekrar ömrüme ömür kattı. Ben de sağlam tüm organlarımı bağışlıyorum. Zira beşerler öldükten sonra organlar bir işe yaramıyor.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Burak Akay
Haberler.com
