Burnu yine şekillendirme ve yapılandırma ameliyatı olan rinoplasti sonrası, en çok burun düşmesi sıkıntısının yaşandığına dikkat çeken Doç. Dr. Erkan Soylu, ihtarlarda bulundu. Soylu, “Kalın ciltli hastalarda burun ucunun çabucak gerisi şiştiği için burun ucu belirginliği azalır ve aşağı istikametli bir manzara verebilir. Bu nedenle kalın ciltli hastalar en az iki yıl, ince ve olağan ciltli hastalarda ise en az bir yıl sabırla beklemelidir” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Kısmından Doç. Dr. Erkan Soylu, burun estetiğinde en çok merak edilen burun düşmesine ait kıymetli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Soylu, burun düşmesi ve çökmesinin farklı olduğunu belirterek “Hastalar burun düşmesi derken, ekseriyetle burun ucu düşmesini kast eder. Burun kanatlarında yahut burun sırtındaki düşmeleri ise hastalar daha çok çökme olarak tabir eder. Biz doktorların bir tıbbi lisanı olsa da hastalarımızla konuşurken kesinlikle ortak bir lisan yakalamamız gerekiyor. Aksi takdirde irtibat sorunlarıyla karşılaşılabilir. Çoklukla tabipler burun ucunu hedeflenenden biraz daha kalkık yapar ki, bu düşme olağan konumda sonlansın” diye konuştu.
KALIN CİLTTE DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR
Burun ucunun ameliyattan sonra yıllar içinde kesinlikle biraz düştüğüne dikkati çeken Doç. Dr. Soylu, şöyle devam etti:
“Her tabip kullandığı tekniğe bağlı olarak çoklukla ameliyatta burun ucunu hedeflenenden biraz daha kalkık yapar ki, iyileşme sürecindeki bu düşme, olağan konumda sonlansın. Bu düşme ölçüsü uygulanan tekniğe nazaran değişkenlik gösterir ve bu beklenen bir durumdur. Güzelleşme süreciyle alakalı bir öteki düşme sebebi de bilhassa kalın ciltli hastalarda burun ucunun çabucak ardındaki ve burun cildinin en kalın olduğu supratip bölgesinin şişliğinden kaynaklı izafî düşmedir. Burun ucunun çabucak ardı şiştiği için burun ucu belirginliği azalır ve aşağı taraflı bir manzara verebilir. Kalın ciltli hastalarda birinci altı ayda çoğunlukla görülen bir durumdur. Hastaların sabırla iyileşme mühletini beklemesi gerekir. Hasta takiplerinde gördük ki bu durum bilhassa ikinci yılda tümüyle ortadan kalkmakta hatta burun ucu daha güzel ve daha kalkık görünmektedir.”
HASTA İLE DOKTOR BİRBİRİNİ ÂLÂ ANLAMALI
Doç. Dr. Soylu, hasta ve doktorun birbirini net bir halde anlamasının değerine de değindi. Soylu, “Hasta ile doktorun birbirini ameliyat öncesinde tam olarak anlayamaması ve burun ucunun hastanın gerçekte istediğinden daha düşük yapılması da bir diğer nedendir. Hasta ile tabip ameliyat öncesi birbirini tam olarak anlamalı ve hasta doktoruna güvenmelidir. Biz kendi pratiğimizde hastayı ameliyat öncesinde iki kere görüyoruz. Birinci muayenede hastamızın şikayetlerini dinledikten sonra muayene edip sorunları ortaya koyuyoruz. İkinci muayeneyi hasta anestezi tetkikleri için geldiğinde yapıyoruz ve hastanın bu son muayeneye gelirken ‘sevdiğim’ ve ‘sevmediğim’ şekil burunlar kategorilerinde birkaç örnek fotoğraf göstermelerini istiyoruz. Doğal sözü hasta için farklı doktor için farklı şeyler tabir edebilir. Fakat bu biçimde iki kategoride fotoğraflar gösterilmesi ile hastanın başında tasarladığı ve sevdiği burnu doktor çarçabuk anlayabilir. Bu kelamlı sözden daha gerçekçi olur. Kimi tabipler de ameliyat öncesi hasta burnu üzerinde simülasyon yaparak bu planlamayı yapar” diye konuştu.
BURUN DOLGUSU AMELİYATI OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİR
Burun ucunu ayakta tutan iskeletin yetersizliğinden yahut burun ucuna baskı yapan yükün fazla olmasından ötürü da burun ucunun düşebileceğini belirten Doç. Dr. Soylu, “Kalın ciltli burunlarda burun ucuna baskı yapan yük daha fazladır ve bu hastalarda burun ucunu taşıyan iskelet daha güçlü olmalıdır. Aksi takdirde burun ucunda düşme beklenebilir. Burun ucunu burun sırtından aşağıya yanlışsız iten güçlerin de gereğince rahatlatılması ve azaltılması gerekir. Burnun yapısal olarak değiştirilmeksizin iple yahut diğer biçimde yapılan askılarla kaldırılmaya çalışılması da uzun vadeli sonuçlar vermez ve burun ucu dilek edilen düzeyde kalmaz. Dolgu ile burun ucu kaldırmak da tekrar dolgunun erime müddetiyle sonludur. Ayrıyeten dolgu burnu büyüten bir süreçtir ve ileride yapılacak muhtemel bir ameliyatta cilt kalitesini olumsuz istikamette etkileyebilir. Sonuç olarak ameliyat öncesinde hasta ile doktor birbirini gereğince anlamalı. Ameliyat sonrasında da hastalar denetimlerini aksatmamalı ve iyileşme müddetini sabırla beklemelidir. Bu müddet kalın ciltli hastalarda en az iki yıl, ince ve olağan ciltli hastalarda ise en az bir yıldır” sözlerini kullandı.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Haberler.com
