anlattı.
YENİ AKCİĞERLERİYLE BİRİNCİ NEFESİ, OĞLUNA DOĞUMGÜNÜ İKRAMI OLDU
Doç. Dr. Erdal Taşçı, o cumartesi gününün heyecanlı başladığını söyleyerek “Ülkemizde de organ nakilleri tüm dünyada olduğu üzere pandemiden olumsuz etkilendi. Zira geçtiğimiz yıl ağır bakımlarda yüklü olarak Kovid hastalarıyla uğraşıldı. Münasebetiyle beyin mevti ile sunulan organ sayısında 2020 içerisinde yüzde 50-60’a yakın bir azalma oldu. Esasen çıkan organların beşte biri akciğer naklinde kullanılabiliyor. Bu nedenle 2020 yılını biz Koşuyolu grubu olarak yalnızca bir nakille geçirdik. 2021’e çok büyük umutlarla girmiştik ve hakikaten 23’ü gündüz cumartesi günü, takım arkadaşlarım beni arayarak bir organ olduğunu lakin organın 10-11 gündür entibe izlendiğini belirttiler. Olağanda 11 gündür entübe olan akciğerden uzak dururuz. Ancak bize sunulan organın bedelleri o kadar iyiydi ki, gidip yerinde değerlendirelim, dedik. Ben de dahil olmak üzere 3 kişilik bir grupla donörün olduğu merkeze gittik. Farklı bir biçimde 11 gündür entübe olmasına karşın donörün bakıldığı merkez süper bir iş çıkartmış. Erhan Beyefendi (Yardımcı) yaklaşık 3 yıldır listemizdeydi. Yeniden bir diğer tesadüf, bir gün öncesinde rutin denetimlerini yapıp hastaneden taburcu etmiştik. Cumartesi günü oğlunun doğum günüymüş, sofra hazırlanmış. Erhan Bey’i aradı koordinatörümüz. ‘Sakın bir şey yeme, organ çıktı ameliyata alınacaksın’ diye. O da oğluna herhalde en iyi doğum günü armağanı olarak yeni akciğerleriyle merhaba dedi” formunda konuştu.
TÜRKİYE’NİN EN SÜRATLİ AYGITTAN AYRILAN NAKİL HASTASI
Erhan Yardımcı’nın 2009’dan bu yana Türkiye‘de muvaffakiyetle yapılan akciğer nakli olayları içerisinde teneffüs aygıtından en süratli ayrılan hasta olarak da tarihe geçtiğini anlatan Doç. Dr. Taşçı, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Biz nakil hastalarımızı ağır bakımda 2 gün teneffüs makinesine bağlı tutuyoruz olağanda. Ameliyatı bitirmemizin 11,5 saat sonrası hastamızın artık makine takviyesinde solumasına gerek olmadığını gördük ve ekstübe ettik. 24 saat dolmadan da yeni ciğerleri ile olağan servise getirildi ve yürümeye başladı. Türkiye’nin nakilden sonra en süratli ekstübe edilen ve en süratli servise alınan hastası tıpkı vakitte. Ben Erhan Beyefendi kadar süratli toparlanan bir hasta görmedim. Bir mucize.”
“HER AÇIDAN MUCİZEVİ BİR GÜNDÜ”
O cumartesi gününün diğer bir mucizevi yanı olduğunu daha söyleyen Doç. Dr. Taşçı, “Bizim için sahiden mucizevi bir gündü. Tıpkı donörün kalbi de bizim hastanemizde kalp bekleyen bir hastamıza geldi. O gece biz, ‘Eh bu kadar kâfi, bütün ameliyathane harıl harıl çalıştı’ derken burası Koşuyolu, tüm İstanbul’un kalp ve büyük damar acilleri de neredeyse bizim hastanemize geliyor, bu sefer de bir tane aort diseksiyonu olayı getirildi. Yani ameliyathanelerimizde birebir anda hem kalp, hem akciğer nakli yapılıyorken, bir tane de major kalp ameliyatı acil olarak gelmişti. O hastayı da ameliyat etti gruplarımız. Bu da bize Koşuyolu’nun gücünü, 24 saat kesintisiz hizmet verebildiğini gösteriyor” dedi. Gerçekleştirdikleri başarılı nakiller için asıl başlangıç noktasının, yakınını kaybetmiş bir ailenin, o acısının içinde organ bağışı yapması olduğuna işaret eden Doç. Dr. Taşçı, donörün ailesine teşekkür ederek kelamlarını şöyle noktaladı: “Aslında bütün her şeyin fitilini ateşleyen olay bu. Çok çok teşekkür ediyorum ailesine, Allah rahmet eylesin, yeri inşallah cennet olur donörümüzün de. Birçok insanın hayatına dokundukları için buradan teşekkürü bir borç biliyorum.”
“HER VEFAT YENİ BİR CAN OLABİLİR, CANLI ÖRNEĞİYİM”
Yaklaşık 3 yıldır akciğer nakli bekleyen iki çocuk babası Erhan Yardımcı (43), “Erkek giyim mağazam vardı, dokumayla uğraşıyordum. 3 yıldır organ bekliyordum. Kronik amfizem teşhisi almıştım. Başta çok anlayamadık hastalığı, o kadar süratli ilerledi ki, bir anda hayatımı büsbütün değiştirmek zorunda kaldım. Şahsî bakımımı dahi yapamıyordum. Kalkıp bir bardak su içemiyordum. Çorabımı dahi kendi başıma giyemez olmuştum. Genç yaşta bu durumda olmak doğal ki çok güç. İki tane çocuğum var, oğlum 16 yaşında Enes Can, kızım 11 yaşında Esin. Bu süreçte onlar daha çok etkilendi. Çocuklarımla hiçbir aktiviteyi tam yapamadım. Havanın durumuna nazaran, benim durumuma nazaran hareket etmek zorunda kalıyorduk. Organ beklerken natürel ki ümitsizliğe kapıldığım oldu. Zira etrafımdaki (benim gibi) insanları görüyordum rehabilitasyon merkezinde. O insanların kısa bir mühlet sonra yanınızda olamadığını görüyorsunuz. Bağış olmadığından ölüyor beşerler. Her vefat, yeni bir can olabilir. Ben şahsî bir örneğiyim karşınızda. 43 yaşında tekrar hayata bağlanmış bir insanım” dedi.
“UZUN VAKİTTİR UNUTTUĞUM NEFESİ HİSSETTİM”
Kendisine uygun organ çıktığı için şanslı olduğunu lakin yol arkadaşlarının hala bir umutla beklediğini belirten Yardımcı, kelamlarını şöyle noktaladı: “Allah razı olsun bağış yapan aileden. Biz artık göğsümüzde bir emanet taşıyoruz. O genç arkadaşım ruhunu teslim ettiği vakit bize bir emanet verdi. Ona iyi bakmamız lazım. Uzun vakittir unuttuğum o nefesi hissettim, ciğerlerime dolan o havayı soludum makine yardımı olmadan. Şu anda yürüyüşümü yapabiliyorum, kendi gereksinimlerimi görebiliyorum. Çok ağır bir ameliyat geçirdim ancak iyiyim. Hem ameliyatımı yapan takımdan, hem de donörün ailesinden Allah razı olsun.”
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINDA AMBULANSLA ORGAN ALMAYA GİTTİLER
Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Nakli Sorumlu Hekimi ve Başhekim Prof. Dr. Kaan Kırali ise çok heyecan verici bir gün yaşadıklarını vurgulayarak “Çünkü tıpkı anda hem kalp nakli, hem akciğer nakli gerçekleştirdik. Bu ortada öteki tıbbi sebeplerle acil ameliyat gereken iki hastayı da tıpkı anda ameliyata aldık. Bunlardan biri aort yırtılması ameliyatıydı. Yorucu da olsa keyifli bir geceydi. Birebir anda üç kişiyi hayata döndürmek, hastanemiz için gurur verici. Çok şükür 2021’e birebir günde hem akciğer hem de kalp nakli yaparak başladık” dedi. Sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu cumartesi günü organların çıktığını hatırlatan Prof. Dr. Kırali, “Donörün hem akciğeri hem de kalbinin Koşuyolu Hastanesi’ndeki kalp nakli grubu ve akciğer nakli grubu tarafından kullanılması için uygun olduğuna kanaat getirdik ve Ankara’ya bildirerek gerekli süreçleri başlattık. Organları almak için iki farklı grubumuz donörün bulunduğu hastaneye ambulansla gittiler. Hem süratli transfer için hem de rastgele bir aksilik çıkmaması için özel olarak ambulansla gönderiyoruz gruplarımızı bu türlü durumlarda. İki nakil ameliyatını da başarılı bir halde yaptık” diye konuştu.
“KALP BEKLEYEN HASTALARA YAPAY KALPLE VAKİT KAZANDIRIYORUZ”
Kalp nakli bekleyen hastanın yaklaşık 6 aydır yapay kalple organ beklediğini belirten Prof. Dr. Kırali, de organ bağışında bulunan aileye teşekkür etti. Kırali, bu periyotta organ bağışı ve kan bağışının da çok muhtaçlık duyulan alanlar olduğuna işaret ederek kelamlarını şöyle sürdürdü: “Pandemi sürecinde bilhassa kalp yetmezlikli hastalarımıza yapay aygıt takarak, pandemi sonrası periyotta artacak bir donör havuzundan kalp nakli açısından faydalanabilmeleri için bahtlarını artırmaya çalışıyoruz. (Bu halde organ beklerken, hasta kayıplarını önlemeye çalışıyoruz) Bu yüzden bu aygıtların da sayılarını artırmayı hedefliyoruz. Bu hastamız da ikinci ameliyatı olmasına karşın çok süratli bir iyileşme süreci gösterdi.
“YENİ YAŞIMA YENİ KALBİMLE GİRECEĞİM”
Çocukluğunda geçirdiği viral bir enfeksiyon nedeniyle evvel 2016 yılında kalp ritim bozukluğu şikayeti geliştiğini ve kalp pili takıldığını anlatan 28 yaşındaki Mehmet Arslan ise önümüzdeki hafta doğum gününe yeni kalbiyle girecek olmanın heyecanını yaşıyor. Arslan, “Hastalığım 2016 yılında başladı. Küçükken geçirdiğim bir soğuk algınlığı ile alakalıymış. Kalp pilim vardı. Kalp kapasitem yüzde 45’lerdeydi. Ancak 2020’nin yedinci ayında yüzde 20’ye düştüğü ortaya çıktı. Kalp takviye aygıtı kararı aldılar. Kalp nakli olacaksın, dediklerinde biraz olağan ümitsizlik hissettim. Fakat şanslıydım 6 ayda organ çıktı. 19 yaşında bir kardeşimizden gelmiş organ. Allah razı olsun ailesinden de kendisinden de. Onun bir emaneti sonuçta. O emanete iyi bakacağım. 4-5 gün öncesine kadar 7/24 elimde yapay kalp çantası ile dolaşmak zorundaydım. Gece uyurken, banyo yaparken çok zorlanıyordum. Şubat’ın 7’si doğum günüm. Yeni kalbimle ‘özgürlüğüme kavuşmuş olarak’ gireceğim için memnunum.”
– Karabulut
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Hasret YURTÇU KARABULUT
Haberler.com
