BAYANLARDA adet döngüsü gerilim üzere dış etkenlerden çok kolay etkileniyor. Pandemi sürecinin yarattığı gerilimin de adet döngüsünü bozduğunu tabir eden Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Rukset Attar, 21 günden daha kısa yahut 35 günden daha uzun müddetlerle adet görme, orta kanama, adet kanamasının fazla yahut az olması, 7 günden uzun sürmesi, münasebet sonrasında kanama yahut adet görememe durumlarının adet düzensizliği olarak tanımlandığını belirtti.
Yaşanan travma yahut gerilimin beyindeki üst merkezlerde adet döngüsünü denetim eden hormonların üretimine tesir ederek adet döngüsünü de etkilediğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Rukset Attar, bu sorunun bayanların yüzde 5-35’i ortasında gözlenebildiğini söyledi. Altta yatan neden tespit edilip tedavi edilmediği takdirde sorunun kronikleşebileceğini hatırlattı.
Üreme çağındaki her bayanda farklı nedenlerle ortaya çıkabilen adet düzensizliği altta yatan bir hastalığı işaret edebilmesinin yanında bayan üzerinde yarattığı gerilim açısından da ehemmiyet taşıyor. Prof. Dr. Rukset Attar, bir adet döngüsünün ortalama 28 gün olduğunu ve bu mühletin 7 gün daha kısa yahut 7 gün daha uzun olabildiğini hatırlattı. 21 günden daha kısa yahut 35 günden daha uzun müddetlerle adet görme, orta kanama, adet kanamasının fazla yahut az olması, 7 günden uzun sürmesi, münasebet sonrasında kanama yahut adet görememe durumlarının adet düzensizliği olarak tanımlandığını anlattı.
“STRES, SÜRATLI KİLO ALIP VERME NEDEN OLABİLİR”
Adet düzensizliği sıklığının toplumlara ve yaşa nazaran değişebileceğini söyleyen Prof. Dr. Rukset Attar, bu nedenle her vakit altta yatan bir meseleye işaret etmeyebileceğini anlattı. Örneğin, üreme çağı olarak denilen birinci adet görme ile menopoz devri ortasındaki periyodun birinci yıllarında ve son yıllarında adette düzensizlik daha sık görülüyor. Bununla birlikte gerilim, süratli kilo alıp verme, çok antrenman yapma, doğum denetim hapı kullanımı, rahim içi araçlar üzere nedenlerin adet düzensizliği meselelerine neden olabileceğini anlatan Prof. Dr. Rukset Attar, altta yatan nedenlerle ilgili şu bilgileri verdi: “Kanama ve pıhtılaşma bozuklukları, sistemik hastalıklar, enfeksiyonlar, endometriozis, adenomyozis, endokrin hastalıklar, hormonal bozukluklar, polikistik over, genetik hastalıklar, dış gebelik, düşük ve düşük tehdidi, rahim içindeki (endometrium) polip yahut miyomlar, rahim içi endometrium hiperplazisi, rahim duvarındaki kimi tip miyomlar, beyin tümörleri, başta rahim kanseri, yumurtalık kist, tümör, kanser, rahim içi ve rahim ağzı (serviks) kanseri olmak üzere kanserlerde de görülür. Bu nedenle bu çeşit kanamalar da kesinlikle doktora başvurmak gerekir.”
“STRES HORMON ÜRETİMİNİ ETKİLİYOR”
Yaşanan travma yahut gerilimin beyindeki üst merkezlerde adet döngüsünü denetim eden hormonların üretimine tesir ederek adet döngüsü üzerine tesir ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Rukset Attar, şu bilgileri verdi: “COVİD 19 panemisi çok önemli gerilim ve dert yarattı. Bu ağır gerilim ve korku adet görememe, adette gecikme, sık adet görme, orta kanama üzere adet düzensizlikleri yaratabilir. Ki, bu periyotta adet düzensizliği şikayetlerinde biraz artış oldu.”
“SORUN GERILIME BAĞLIYSA BEKLEYİN”
Prof. Dr. Rukset Attar, adet düzensizliği olan bir bireyde muayene ve yapılan tetkikler sonucunda altta yatan diğer bir neden yoksa yalnızca gerilime bağlıysa ve kansızlık yoksa hastayla görüşerek tedavi vermeden bir mühlet beklenebileceğini söyledi. Bu sorunun vakit içinde tabiatıyla geçme ihtimalinin olabileceğini belirterek, “Strese bağlı adet düzensizlikleri gerilim ortadan kalktığında, resen düzelebilir. Süratli kilo alıp vermeler, çok idmana bağlı adet düzensizlikleri de resen düzelebilir. Doğum denetim hapına bağlı olan düzensizlikler bizatihi yahut ilacı bırakınca olağana dönmesi beklenir.” Altta yatan sorun ne olursa olsun nedeni belirlemek için kesinlikle tabibe başvurmak gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Rukset Attar, “Muayene sonrasında altta yatan neden belirlendikten sonra nedene yönelik tedavi gerekir. Ayrıyeten hastanın anemisi varsa bu sorun da tedavi edilmeli” dedi.
“İNFERTİL HASTALARIN YÜZDE 30-40’ININ BELİRTİSİ”
Adet düzensizliğine ovülasyon olarak tanımlanan yumurta çatlamasını etkileyen bir sorunun neden olduğu durumlarda üreme sağlının da etkilenebileceğini hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Rukset Attar kelamlarını şöyle noktaladı: “Ayrıca adet düzensizliği olan şahıslarda konutta takvim yolu ile ovulasyon gününü belirlemeleri mümkün olmaz. İnfertil hastaların yüzde 30-40’ında adet düzensizliklerinin görülebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Rukset Attar, şu bilgileri verdi: “Adet düzensizliğine neden olan patoloji tedavi edilmezse kronikleşebilir. Bayanların yüzde 10-35’inde bu sorunun kronikleştiği bildirilmiştir.”
– İstanbul
Kaynak: DHA
Haberler.com
