Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan: ” İki devlet, tek millet sloganını bizler de Yeniden Refah Partisi olarak yürekten, içten bir şekilde…

Tekrar Refah Partisi Genel Lideri Dr. Fatih Erbakan partisinin genel merkezinde açıklamalarda bulundu. Erbakan,” İki devlet, tek millet sloganını bizler de Tekrar Refah Partisi olarak yürekten, içten bir biçimde tabir ediyoruz” dedi.

Tekrar Refah Partisi’nin basın toplantısında Genel Lider Erbakan’ın yanı sıra partinin lider yardımcıları ve MKYK üyeleri de eşlik etti. Toplantının gündeminde Azerbaycan ve Türkiye bağlantıları, Kıbrıs Adası ve Başkanlık Sistemi vardı.

“İki devlet, tek millet sloganını bizler de Tekrar Refah Partisi olarak yürekten, içten bir biçimde tabir ediyoruz”

Azerbaycan Zaferi’ni hatırlatarak memnuniyetini belirten Tekrar Refah Partisi Genel Lideri Erbakan, “Azerbaycan toprağı Karabağ’ın Ermenistan işgalinden kurtarılması mevzusudur. Bu noktada memnuniyetimizi tabir ettik. Azerbaycan devletini, ordusunu tebrik ettik. Hiç elbet 2020 yılının en hoş gelişmelerinden bir tanesi. 29 yıldan beri Ermeni işgalinde olan Karabağ topraklarının yine Azerbaycan ordusu tarafından kurtarılmasıdır. Tabi burada 29 yıl evvel Ermenistan’ın yapmış olduğu mezalim ve katliamdan farklı olarak Azerbaycan ordusu yalnızca askeri amaçlara yönelik olarak bu operasyonu yaptı. Sivillere ziyan vermeden bu operasyonları gerçekleştirdi. ve çok değerli bir muvaffakiyet kazandı. Azerbaycan’ın bu zaferine giden yolda Türkiye’nin vermiş olduğu siyasi takviye, Türk halkının vermiş olduğu manevi dayanak son derece kıymetli rol oynadı. ve bu süreçte ‘İki devlet, tek millet’ sloganı 83 milyon vatandaşımız tarafından daima bir ağızdan, yürekten lisana getirildi. Bizler de Yine Refah Partisi olarak Azerbaycan halkı ile olan kardeşlik bağlarımızı çok iyi biliyoruz. İki devlet, tek millet sloganını bizler de Yine Refah Partisi olarak yürekten, içten bir biçimde söz ediyoruz. Bir kere daha Azerbaycan ordusunu Azerbaycan devletini kutluyoruz, tebrik ediyoruz. Bu zafer iyi olsun diyoruz” tabirlerini kullandı.

“KKTC’yi kardeş Azerbaycan devletinin resmi olarak tanıması ve Lefkoşa’da bir an önce Azerbaycan Büyükelçiliği’nin açılması gerektiğini tabir etmek istiyoruz”

Azerbaycan zaferinde “İki devlet, tek millet” sloganı konusunda bir konuya değinmek istediğini belirten Dr. Erbakan,” Hepimizin bildiği üzere 1974’te merhum önderimiz Erbakan hocamızın siyasi dehasıyla, kararlılığıyla, cüretiyle, inancıyla Kıbrıs Barış Harekatı gerçekleştirildi. Oradaki Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimiz Rum mezaliminden kurtarıldı. Bunun gerisinden Kasım 1983’te KKTC devleti kuruldu. Bağımsız bir devlet kurduk. Lakin Azerbaycan ile ilgili Karabağ’daki Ermeni katliamıyla ilgili sessiz kalan ikili standartçı Batılı güçler birebir tutumunu Kıbrıs için de gösterdi. Maalesef 46 yıldan bu yana KKTC’yi hiçbir devletin tanımasına mani olarak adeta dünyadan, milletlerarası toplumdan izole ederek kıskaca aldılar. Maalesef bu geçen süreçte başta Müslüman ülkeler olmak üzere dünya devletleri bir kadro memleketler arası yaptırımlar ve zorluklarla karşılaşmamak için KKTC’yi tanımaktan uzak durdular. İşte bu noktada yalnızca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi olarak tanıdığı KKTC’yi kardeş Azerbaycan devletinin resmi olarak tanıması ve Lefkoşa’da bir an önce Azerbaycan Büyükelçiliği’nin açılması gerektiğini söz etmek istiyoruz. Bu adım atılırsa bu sefer ‘İki devlet, tek millet’ sloganı yerini ‘Üç devlet, tek millet’ sloganına bırakacaktır. Bu hem Azerbaycan için bir gurur olacaktır hem de Türk dış siyaseti açısından son derece büyük bir muvaffakiyet olacaktır. KKTC ve Türkiye’nin geleceği ve güvenliği açısından da son derece kıymetli ve yararlı bir adım olacaktır” formunda konuştu.

Tekrar Refah Partisi başka muhalefet partilerinin bilakis Başkanlık Sistemi’ni savunduğunu belirterek, “Hepimizin bildiği üzere muhalefet diyor ki bütün berbatlıklar anası Başkanlık sistemidir. İktidar kanadı da diyor ki bütün sıkıntıların dermanı Başkanlık sistemidir. Muhalefet diyor ki tekrar Parlamenter sisteme dönersek bütün problemlerimizden kurtulacağız. Tıpkı aktarlarda satılan ‘her kaygıya deva’ ilaçlar üzere. İktidar da demişti ki ‘şu Başkanlık sistemine bir geçelim Türk lirası uçacak, iktisat uçacak, terör bitecek, her türlü kahrımızdan kurtulacağız.’ Her ikisinin de bilimsel olmadığı, mantıklı olmadığı apaçık bir biçimde ortadadır. Başkanlık sistemine geçerek nasıl ki bütün kaygılarımızdan kurtulmadıysak tekrar yalnızca parlamenter sisteme geçmekle de bütün sıkıntılarımızdan kurtulmak mümkün değildir. Zira her vakit söz ettiğimiz üzere sistemler birer araçtır. Bu aracı kimin ne gayeyle, hangi zihniyetle, ne için kullanacağına bağlı olarak bu aracın iyi yahut berbat olması değişir. Motamot keskin bir bıçağı bir marangozun eline verdiğinizde ortaya bir sanat yapıtı çıkarıyor. Lakin o keskin bıçağı 3-4 yaşında bir çocuğun eline verirseniz elini kolunu keser. Bıçağın kabahati yok. O bıçağı kim hangi amaçla kullanıyor? Sıkıntı burada bitiyor. Münasebetiyle biz başından beri bu mevzularda sabahlara kadar canlı yayınlarda tartışmanın bir manası yok. Asıl olarak ne uygulanacak? Hangi tarafta, hangi istikamette adım atılacak? bu kıymetlidir. İşin başındaki insan hangi zihniyetle hangi amaçları kendisine belirlemiş insan olacak bu değerlidir diye söz ettik. Bizim dışımızdaki muhalefet partilerinin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisi yerine Demokratikleştirilmiş Başkanlık Sistemi olarak adlandırılabileceğimiz bir sistemin uygun olacağını tabir ediyoruz. Neymiş Güçlendirilmiş Başkanlık Sistemi? Bir sefer bağımsız yargının tesis edildiği, bağımsız medyanın tesis edildiği, kuvvetler ayrılığı unsurunun tesis edildiği, şeffaflık, denetlenebilirlik ve tıpkı vakitte güçlendirilmiş meclisin hayata geçirildiği, yani kanunları meclisin millet ismine aldığı yetkiyle yapması. Kanunların tek bir kişinin yazıp imzalamasıyla değil, meclis çatısı altında milletvekillerinin tercihiyle oyuyla çıkartılması. Şayet bu adımlar atılırsa Başkanlık Sistemiyle devam edilmesi daha da uygun olacaktır” değerlendirmesini yaptı. – ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı

Haberler.com